Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1521 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 1815 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Vergi Usul Kanununa MuhalefetHÜKÜM : Sahte belge düzenlemek suçu nedeniyle mahkumiyetDefter ve belgeleri gizlemek suçu nedeniyle beraat1-Sanık hakkında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun'un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, 2005, 2006, 2007, 2008 yıllarına ait fatura ayrıntılarının Vergi Dairesi'nden sorularak kanaat oluşturacak sayıda her yıla ait fatura aslı ya da onaylı suretinin istenerek dosya arasında bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,2-Sanık hakkında defter belge ibraz etmeme suçu yönünde verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosya kapsamında reklamcılık alanında faaliyette bulunmak üzere adına mükellefiyet tesis edilen sanık ...’un, kendisine, 2005,2006,2007,2008 yıllarına ait defter belgeleri 15 günlük süre içerisinde teslim etmesine dair usulüne uygun olarak yapılan 09.11.2010 tarihli tebligata rağmen kendisine verilen süre içerisinde defter belgeleri vergi Dairesine ibraz etmediği anlaşıldığından sanığın “Defter ve belgeleri gizlemek" suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmiş olması,Kabule göre ise;3- Sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı aylarda/zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı, suç tarihinin de son faturanın düzenlendiği tarihe göre belirleneceği cihetle; somut olayda sanık hakkında, “2005, 2006, 2007, 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde zincirleme suç hükümleri de uygulanmadan 2005 yılından tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,4)Mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının c bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağının gözetilmemesi ile Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sahte fatura düzenleme suçu yönünden aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 02.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.