Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1517 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22637 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Vergi usul kanununa muhalefetHÜKÜM : Sanıkların mahkumiyetlerineI- Sanık ... müdafiinin “2003 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde: 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “2003 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suça konu faturaların 2003 yılı kurumlar vergisi beyanında kullanılması nedeniyle suçun işlendiği 16.04.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4,104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, II- Sanık ... müdafii ve katılan vekilinin sanığın “ defter ve belgeleri gizlemek” suçundan mahkumiyetine dair hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise: 1-213 sayılı Yasanın 139. maddesine göre vergi incelemesinin işyerinde yapılması gerektiği, ticari faaliyetine devam ettiği anlaşılan sanığa vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesine ilişkin tebligatın 01.08.2007 tarihinde yapılmasına rağmen defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinin iddia olunması, sanığın belgeleri inceleme tarihinde il dışında olması nedeniyle ibraz edemediğini, defter ve belgelerin kendisinde olduğunu savunması karşısında; hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Yasanın 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, işyeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespiti varsa belgesini dosyaya ibrazının istenmesi aksi takdirde, yapılan tebligatın hukuki geçerliliğinin bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma sonucu hüküm tesisi,Kabul ve uygulamaya göre de;2-213 sayılı VUK’nun suç tarihinde yürürlükte bulunan 359/a-2. maddesinde yüklenen suçun cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapis olarak öngörüldüğü ve 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile yapılan değişiklikle 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinde asgari ücret esasından vazgeçildiği, ayrıca hükmolunan hapis cezasının ertelenmesinin her iki düzenlemede de mümkün olduğu gözetilip buna göre kararın gerekçe bölümünde 01.06.2005 günü yürürlüğe giren 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte bulunan ile sonradan yürürlüğe giren yasanın tüm hükümleri olaya uygulanarak bulunacak sonuç cezaların karşılaştırılması suretiyle lehe hükmün tayini gerekirken, somut karşılaştırma yapılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması,3- TCK'nun 51/1. maddesi uyarınca hükmolunan adli para cezasının ertelenmesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,4-5271 sayılı CMK'nun 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, defter ve belge gizlemek suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı cihetle, sabıkası bulunmayan ve hükmolunan cezası ertelenen sanık hakkında "kurumun zararı giderilmediği" şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına hükmedilmesi,Yasaya aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 03.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.