Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14847 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28638 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : 5237 sayılı TCK'nun 204/1, 43/1, 62, 53/1, 63. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinde bulunan "Tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme gereğince gerekçeli kararın sanığın 27.03.2009 tarihli sorgusunda vermiş olduğu “.... Köyü No...., ....” adresine tebliğ edilmesi gerekirken, doğrudan “.... Köyü, ....” adresine tebliğ edilmesi geçersiz ve hükümlü olarak bulunduğu Ceza İnfaz Kurumunda 10.02.2010 tarihinde kendisine yapılan tebligat üzerine 12.02.2010 havale tarihli dilekçe ile yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı; sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki TCK'nun 53. maddesinin tatbikine ilişkin paragraf tümden çıkartılarak yerine "5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.