Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14719 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28713 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Sahte fatura kullanmakHÜKÜM : 213 sayılı Yasanın 359/b-1. maddelerince 2 yıl hapis cezası ayrıca TCK.nun 53/1. maddesi (her yıl için ayrı ayrı uygulanmak üzere 4 defa) I- Sanık müdafiinin 2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Aynı takvim yılı içerisinde değişik tarihlerde çok sayıda sahte fatura kullanan sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanık hakkında vergi suçu ve vergi inceleme raporlarına uygun olarak sahte fatura “kullanmak” suçundan dava açılıp gerekçede de eylem bu şekilde kabul edildiği halde hüküm kısmında “düzenlemek” denilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından koşullu salıverilmeye, 1. fıkrada yer alan diğer hak yoksunluklarının ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5320 Sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin yerine, “53. maddenin 1. fıkrasının c bendindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yer alan diğer haklardan, cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmesi suretiyle eleştiri dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II- Sanık müdafiinin 2003 ve 2004 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;Sahte fatura düzenlemek” ve “sahte fatura kullanmak” suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, 5271 sayılı CMK'nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, iddianamede sanığın “sahte fatura kullanmak” suçundan cezalandırılmasının talep edildiği, iddianamedeki sevk ve tavsife göre “sahte fatura düzenlemek” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden sanığın “2003 - 2004 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçundan mahkumiyetine hükmolunması, Yasaya aykırı ise de;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen 2003 ve 2004 takvim yıllarında "sahte fatura kullanmak” suçunun tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanığın lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 21.01.2004 ve 21.01.2005'den temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davalarının 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.