Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık Niyazi'nin yapılan yargılaması sonunda: 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddesi gereğince (3 kez) 6 yıl 18 ay hapis cezasıyla mahkumiyetine dair (Tarsus Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.7.2005 gün ve 2005/91 Esas, 2005/100 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen 31.10.2005 tarihli teb-liğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:Toplanan delilleri oluşa ve dosya içeriğine uygun şekilde tartışıp duruşmadan edindiği vicdani kanıya göre değerlendiren ve sahte olarak gerçek kişi adlarına düzenlenen senetlerin mağdur adedince ayrı ve bağımsız suç oluşturacağını kabul eden mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden zincirleme suç hükmünün uygulanması gerektiğine ilişen tebliğna-medeki (1) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir,Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin suçun vasfına, eksik inceleme yapıldığına ve zincirleme suçun oluştuğuna yönelen yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:5275 sayılı Yasanın 99. maddesi uyarınca sanık hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsız olup varlıklarını ayrı ayrı koruduğu ve 5237 sayılı Yasada cezaların içtimasına yer verilmediği gözetilmeden, hükmedilen hapis cezaların içtima ettirilmesi,Yasaya aykırı ise de; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmediğinden bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğine 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 99. maddesi uyarınca sanığa hükmedilen her bir hapis cezasının ayrı ayrı infazına denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün (DÜZELTİLEREK ONANMASINA), 22.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.