Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 135 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6788 - Esas Yıl 2015
Tebliğname No : 11 - 2014/23770MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2010/436 (E) ve 2013/342 (K)Suç : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkŞartları oluşmadığından sanık M.. D.. müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin CMUK.un 318. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilerek ve sanık A.. D..'in yokluğunda verilen hükmün, Adres Kayıt Sistemindeki adresine yapılan tebliğin, Tebligat Kanunun 21/2. maddesindeki koşullara aykırı olarak tebliğ edildiği anlaşılmakla sanığın öğrenme üzerine 09.04.2014 tarihli dilekçe ile yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;1- Diyarbakır İli Kayapınar Mahallesi ..... Ada ... Parselde tapuya kayıtlı sanıklardan M.. D..'a ait taşınmazın, diğer sanık H.. D.. tarafından sanık M.'un kimlik bilgilerini haiz ancak kendi fotoğrafını taşıyan gerçeğe aykırı nüfus cüzdanı ile S.. N..nden sanık Ş.. A..'a taşınmaz satışı konusunda düzenlettiği 08.05.2008 gün 1825 yevmiye nolu vekaletnameyi sanık D.. D..'e, onun da diğer sanık A.. D..'e, bu sanığın da sanık Ş.A'a verilmesinden sonra en son sanık Ş.. A.. tarafından taşınmazın katılan S.. B..'a satılması suretiyle işlendiği iddia olunan resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarında; sanık M.. D..'un tüm aşamalarda, 22.05.2008 tarihinde yanına arkadaşı A. A.nun geldiğini ve taşınmazını satmak isterse yardımcı olabileceğini söylediğini, satış için emlakçı M.Ö.'a gittiklerini, yaptıkları araştırmada taşınmazın sahte vekaletname ile katılan S.. B..'a satıldığını öğrendiğini, hemen şikayetçi olduğunu ve durumdan katılan S.. B..'ı haberdar etttiğini, vekaletname düzenlemek için notere hiç gitmediğini savunması ve bu beyanın da isimleri geçen katılan ve tanıklar tarafından doğrulanması, sanık D.. D..'in ise, kendisini M.. D.. olarak tanıtan bir şahıs ile S. Eski Belediye Başkanı A.. C.. aracılığıyla tanıştığını, bu kişinin taşınmazını satmak üzere kendisinden yardım istediğini, bunun üzerine sanık Ş.. A..'ı arayarak bu taşınmazı almak isteyip istemediğini sorduğunu, sanık Ş.. A..'ın bu taşınmazı satın almak istemesi üzerine S.. N..ne M.. D.. isimli kişi ile birlikte gittiklerini, vekaletnamenin sahte olduğunu bilmediğini savunması, sanık H.. D..'in de notere giden kişinin kendisi olduğunu ikrar etmesi, sanık M.. D..'un kimlik bilgilerini haiz üzerinde kendi fotoğrafı yapıştırılmış nüfus cüzdanı bulunması, noterdeki işlemin bu nüfus cüzdanı ile yapılması ve vekaletnamede sanık M.. D..'a atfen atılı yazı ve imzaların da bu sanığın eli ürünü olduğunun anlaşılması karşısında, sanık H.. D.. tarafından adına sahte kimlikle noterden taşınmaz satışı için vekaletname düzenletildikten sonra tapuda kendi adına kayıtlı taşınmazı katılana satılan ve bu işlemlerdeki diğer sanıkları herhangi bir şekilde tanıdığına ilişkin bilgi veya belge bulunmayan sanık M.. D..'un, kendisine ait bir taşınmazın sahte belgelerle el değiştirmesi eyleminde mağdur olduğu gözetilmeden hayatın olağan akışına aykırı şekilde, kendi ismi kullanılmak suretiyle sahte belge düzenleyerek/düzenleterek taşınmazın satışında diğer sanıkların eylemlerine ne şekilde iştirak ettiğine ilişkin somut delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilmeden ve sanıklardan Ş. A.ın sanıklardan sadece D.. D..'i tanıdığı, sanık D.. D..'in ise S. Eski Belediye Başkanı A.. C.. aracılığıyla tanıştığı ve kendini M.. D.. olarak tanıtan kişinin Diyarbakır'da bulunan taşınmazının satışı konusunda yardım istediğini, sanık A.. D.. ise babası D.. D..'in sanık Ş.. A..'a iletilmek üzere verdiği vekaletnameyi bu sanığa götürdüğünü beyan etmesi karşısında;sanıklar D.. D.., A.. D.. ve Ş.. A..'ın da yüklenen eylemlere ne şekilde iştirak ettiklerinin tespiti bakımından beyanlarda adı geçen A.. C.. tanık olarak dinlenerek kendisinden taşınmaz sahibi ve ismini M. olarak tanıtan bir kişiyi sanık D.. D.. ile tanıştırıp tanıştırmadığı, tanıştırmış ise bu kişinin ne şekilde kendisine geldiği ve irtibatının ne olduğu ile tanıştırılan kişinin sanık H.. D.. mi yoksa sanık M.. D.. mu olduğunun bu tanığın taraflar ile varsa husumet veya yakınlığı hususu da irdelenmek suretiyle sorulup, sanık H. ile sanık D. M.'in ise olay öncesi tanışıklığının ne şekilde olduğu sanık D.. D..'in kendini M.. D.. olarak tanıtan kişi ile birlikte notere gittiklerine ilişkin beyanı ve notere giden kişinin de H.. D.. olması da gözetilerek belirtilen konuların tanık ve sanıklar ile yüzleştirme yapılmak suretiyle açıklattırılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine eksik soruşturma sonucu dosya kapsamına uymayan soyut ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesis edilmesi;2- İddianameye konu eylemle ilgili dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesine açılan 2014/64 esas sayılı kamu davasında noter katibinin de yargılandığı ve sahtecilik suçu yönünden eylemin sübutu halinde TCK'nun 40. maddesinde öngörülen bağlılık kuralı uyarınca suç vasfının değişerek kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ile bu suça iştirak suçunun oluşacağının anlaşılması karşısında; suç vasfının belirlenmesi ve mükerrer yargılama yapılmaması açısından; Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/64 esas sayılı dosyası getirtilip ve sanıklar hakkında aynı olaydan dolayı açılmış başka bir dava bulunup bulunmadığı da araştırıldıktan sonra, mümkün ise bu dosya ile birleştirilmesi, mümkün değil ise bu dosyayı ilgilendiren delillerin intikali sağlanıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine eksik inceleme ile karar verilmesi, 3– Kabule göre de; iddianamede sanık A.. D.. hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanması talep edilmediği halde 5271 sayılı CMK'nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,4- 5237 sayılı TCK'nun 204/1, 204/3 ve 43. maddeleri uyarınca belirlenen 3 yıl 20 ay 7 gün hapis cezasından TCK'nun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken 3 yıl 10 ay 25 gün hapis cezası verilmesi gerekirken hesap hatası sonucu yazılı şekilde eksik ceza tayini yasaya aykırı,5- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. D.. müdafileri, sanık Ş.. A.. müdafii, sanık H.. D.. ve sanık A.. D..'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeblerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Yasanın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış haklarının muhafaza edilmesine, CMUK.nun 325. maddesi uyarınca bozmanın gerekçesine göre hükmü temyiz etmeyen sanık D.. D..'e de sirayetine ve sanıklar D.. D.. ve A.. D.. yönünden infazların durdurulmasına, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değillerse tahliye edilmeleri için mahalline müzekkereler yazılmasına, 13.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.