Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1309 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15205 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet1-Sanığın, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan müştekinin kimlik bilgilerine göre düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı ve sürücü belgesini kullanarak müşteki adına abonelik sözleşmesini 22/04/2008 tarihinde imzalayarak telefon hattı aldığının iddia edildiği olayda, sahte nüfus cüzdanı ve sahte sürücü belgesinin aslının ele geçmediği, dolayısıyla belgelerin aldatma niteliğinin tespit edilememesi nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı, gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, 2- Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63.maddesinin 10.fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56.maddesinin 4. fıkrasındaki'' Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz'' ve 5. fıkrasındaki ''Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz'' hükmü karşısında; sahte telefon hattı düzenlenmesi eyleminden özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56.maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucunu göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, 3-5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğunun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet ,vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektimiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK 'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.