MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, DolandırıcılıkHÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan; 765 Sayılı TCK'nun 342/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası, CMK'nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, Dolandırıcılık suçundan; 5237 sayılı TCK'nun 157/1, 52/2, 53/1-3. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 10.000 YTL adli para cezası, CMK'nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığınaSanık müdafiinin vaki duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 318. maddesi gereğince REDDİNE karar verilip incelenerek gereği görüşüldü;1) Sanık müdafiinin, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;5271 sayılı CMK.nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulması mümkün bulunmadığı, sanığın, katılan ...'e sattığı mallara karşılık, katılan tarafından imzalanmış ancak; tanzim tarihleri bulunmayan suça konu iki adet bonoyu aldığı, tanzim tarihlerini sonradan ekleyerek 2004 yılı içerisinde araç satın aldığı katılan ...'e ciro yoluyla devrettiği iddia ve kabul olunan olayda, suça konu bonoların katılan ... tarafından imzalanması ve kendi isteğiyle sanığa verildikten sonra sanığın bu bonolara ...'in bilgisi dışında bile olsa sonradan tanzim tarihleri ekleyerek ciro yoluyla tedavüle koyması eylemlerinde, "resmi belgede sahtecilik" suçunun yasal unsurlarının bulunmadığı cihetle müsnet suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken iddianame kapsamı dışına da çıkılarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesis edilmesi,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,2) Sanık müdafiinin, dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen ‘'dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 31.12.2004 suç tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2, ve 5271 sayılı CMK’nun maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 11.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.