Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12643 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7275 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Sahte fatura düzenlemek, yasal defter ve belgeleri gizlemekHÜKÜM : Beraat1-5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,2-Katılan vekilinin “2004 yılı yasal defter ve belgeleri gizlemek” suçundan kurulan hükme yönelik temyizine gelince:Sanığın, yetkilisi olduğu şirketi ....'a devrettiği daha sonra ilgilenmediği yönündeki savunmasına mahkemece itibar edilerek beraat hükmü kurulmuş ise de; Vergi Suç Raporu içeriğinden ... Vergi Dairesi mükellefi olup 11.08.2010 tarihine kadar şirket müdürü seçilen sanığın 27.04.2001 tarihli noterlikte düzenlemiş sözleşme ile hisselerini ...'a devir ettiği ancak bu durumu ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirmediği ayrıca idarece yapılan 28.05.2001 tarihli yoklama fişinde adresin kapalı olduğu, 03.04.2001 tarihli yoklama fişinde ise 06.08.2001 tarihinden itibaren bu adreste başka bir mükellefin faal olduğu, bildirilen yeni adresin ise boş arsa olduğunun belirtilmesi ve hisse devrinin ticaret siciline tescil edilmemesi, hisseleri devralan ....'a ulaşılmaması, sanığın, babası ile amcasının vergiden kaçmak için şirketi kurdurduklarını savunması, 2000 ila 2004 takvim yıllarında KDV beyannamelerinin verilmeye devam edildiğinin saptanmasına göre, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenebilmesi ve sanığın fiili sorumluluğunun tespiti bakımından; öncelikle 27.04.2001 günlü hisse devir sözleşmesinin bildirilip bildirilmediğinin ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden sorulması, şirketin diğer ortağının ve ......'ın çağrılıp sanığın noterlikte hisselerini devrettikten sonra şirketle ilişkisinin kesilip kesilmediği, suç tarihinde şirketin fiilen kim tarafından idare edildiği belirlenip, sanığın ilişkisinin devam ettiği ve sorumluluğunun bulunduğunun belirlenmesi halinde suçun sübuta ereceği gözetilmeden, sanığın şirketteki hissesini devrettiği, hukuki ve cezâi sorumluluğu bulunmadığı gerekçe gösterilerek eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 11/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.