MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıkHÜKÜM : Mahkumiyet Hükmün sadece sanık ... tarafından temyiz edilmesi nedeniyle adı geçen sanıkla sınırlı olarak yapılan incelemede gereği görüşüldü: I- Sanığın, "resmi belgede sahtecilik" suçundan mahkumiyetlerine dair hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde: Çek düzenleme yetkisi bulunmadığı halde suça konu çeki düzenlediği anlaşılan sanığın, müşteki şirketin yetkilileriyle hiç görüşmediğini, bu nedenle kendisini tanımadıklarını savunması, katılan şirketin yetkilisi ...'nün, sanıkların firması tarafından verilen suça konu çeki tahsile koyduklarında imzanın sahte olduğunun anlaşıldığını, çeki hangi sanıktan aldıklarını hatırlamadığını, çekin postayla da gelmiş olabileceğini, bu nedenle kimin düzenlediğini bilmediğini beyan etmesi karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayıl?? Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe hüküm belirlenerek sonucuna göre karar verilmiş ve incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, II- Sanığın, "dolandırıcılık" suçundan mahkümiyetine dair hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince: 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen suçun tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 22.07.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 25.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.