Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12248 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10087 - Esas Yıl 2010





I- Sanık N... S...’nın 18.05.2009 tarihli dilekçesi ve bunu doğrulayan 18.01.2010 tarihli ifadesiyle temyiz isteminden vazgeçtiği anlaşıldığından sanık N... S... yönünden dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, II-Sanıklar M... Ç... ve Yılmaz Demirer hakkındaki mahkumiyet hükümlerine yönelik müdafilerinin temyiz itirazlarına gelince: Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1-Yalova-İzmit Karayolu üzerinde bulunan dinlenme tesisinde çalışan katılanı telefon ile arayarak, yüz kişilik turist kafilesi getirdiklerini, tesiste yemek molası vermek istediklerini söyleyip kendilerini tur sahibi, araç sürücüsü ve tamirci olarak tanıtan sanıkların, aracın arıza yaptığını ve tamir için parça bedeli olarak paraya ihtiyaçları olduğunu bildirerek, katılanın sanıklardan M... Ç...’e ait Akbank İzmir şubesine havale yoluyla para göndermesini sağlamak suretiyle menfaat temin ettiklerinin iddia ve kabul olunması karşısında; bankanın ödeme vasıtası olması nedeniyle eylemin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 504/3. maddesinde öngörülen Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesinin haberleşme araçlarının vasıta olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, 5237 sayılı Yasada da bu suçun nitelikli hal olarak düzenlenmeyip aynı Yasanın 157. maddesinde öngörülen suçun basit hali olarak kabul edildiği göz önüne alınıp, buna göre kararın gerekçe bölümünde; 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden, bankanın aracı kılındığından bahisle 765 sayılı Yasanın 504/3. maddesi gereğince sanıkların mahkûmiyetine hükmolunması, yasaya aykırı, 2-Hükümden sonra, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesi gereğince, sanık M... Ç...’e ait adli sicil kaydındaki eski hükümlülüğünün silinme koşullarının oluşup oluşmadığı da araştırılıp her iki sanık hakkında ““hükmün açıklanmasının geri bırakılması””na karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 04.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.