MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, iftiraHÜKÜM : 5237 sayılı Kanun'un 204/1 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ve hak yoksunluğu 5237 sayılı Kanun'un 268, 267/1 ve 53. maddeleri uyarınca 6 ay hapis ve hak yoksunluğuGerekçeli karar başlığında müsned suçlar bakımından suç tarihlerinin doğru olarak yazılmış olması karşısında, tebliğnamedeki iftira suçunun 09.06.2005 tarihinde gerçekleştiğinin kabulü gerektiği ve bu suç bakımından zamanaşımının gerçekleşmediği şeklindeki düşünceye iştirak edilmemiştir.I- Sanığın hakkında "iftira" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “iftira'' suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, 02.02.2005 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince isteme aykırı olarak DÜŞÜRÜLMESİNE, II-Sanığın hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak; 1- 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesinde yer alan “lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir hükmü karşısında, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK. nun ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanıp, leh ve aleyhteki hükümleri ayrı ayrı ele alınarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerekirken, bu ilkelere uyulmadan ve denetime olanak vermeyecek şekilde 5237 sayılı Yasa hükümlerinin lehe olduğundan bahisle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,2-Dosyada bulunan adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.