MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Sahtecilik, Nitelikli DolandırıcılıkHÜKÜM : Her 3 sanık için ayrı ayrı, 5237 sayılı TCK'nun 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası, 5237 sayılı TCK'nun 158/1-f, 62, 52, 53. Maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis ve 4160 TL adli para cezası Mahkemenin, sanıkların sahte olarak düzenledikleri 3 adet çeki yaptıkları alışveriş karşılığında aynı anda müştekiye vermekten ibaret eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suçu oluşturmadığı yönündeki kabulünde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, meydana gelen zararın ağırlığı, kullanılan belge adedi, kastın yoğunluğu hususları nazara alınarak temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik ceza tayini isabetsizliği aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.I- Müdafilerinin sanıklar hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik vee derecesi takdir kılınmış, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasa belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmuş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması nedenleri gösterilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, II-Müdafilerinin sanıklar hakkında "dolandırıcılık" suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “dolandırıcılık'' suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.