Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12079 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24929 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : 1-765 sayılı TCK'nun 342/1, 59. maddesi uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 8 ay hapis cezası 2-765 sayılı TCK'nun 504/3, 62, 522, 59. maddeleri gereğince ayrı ayrı 4 ay 13 gün hapis ve 206 TL apc. TCK'nun 71 ve 75. maddeleri gereğince içtima ile sonuçta 1 yıl 12 ay 13 gün hapis ve 206 TL apc Tekerüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunan sanıklar hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 1- Sanıklar müdafilerinin “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “nitelikli dolandırıcılık'' suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, 29.07.2004 suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar dolduğu anlaşılmış ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle mülga 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 2- Sanıklar müdafilerinin “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dosya içerisinde fotokopisi bulunan suça konu çek üzerinde yapılan incelemede; Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre bulunması zorunlu unsurlardan olan “keşide yerinin” bulunmaması, keşide edenin adı yanındaki adres yazılarının da okunaksız olduğunun anlaşılması karşısında, bu konuda oluşan tereddütleri gidermek ve suç vasfını tayini amacıyla,suça konu çekin duruşmada incelenip özelliklerinin ayrıntılı olarak duruşma tutanağına geçirilmesi, keşide yerinin bulunmadığının tespiti durumunda eylemin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve denetime olanak sağlanması bakımından da aslının dosya içinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,18.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.