Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11740 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28163 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıkHÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında; a) 765 sayılı TCK nun 342/1 ve 59 . maddelerinin uygulanması ile 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair. b) 765 sayılı TCK nun 503/1, 522, 59, 72, 94, 647 sayılı Kanunun 4, 5 ve 6 . maddelerinin uygulanması ile 1.235.00 TL Adli para cezası ile cezalandırılmasına ve ertelemeye dair. 2-Sanık ... hakkında; a)765 sayılı TCK nun 342/1 ve 59 . maddelerinin uygulanması ile 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair. b)765 sayılı TCK nun 503/1, 522, 59, 72, 94, 647 sayılı Kanunun 4, 5 ve 6. maddelerinin uygulanması ile 1.235.00 TL Adli para cezası ile cezalandırılmasına ve ertelemeye dair.I) Sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:Toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe hüküm belirlenerek sonucuna göre karar verilmiş ve incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,II) Sanıklar hakkında "dolandırıcılık" suçundan verilen karara karşı müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 20.04.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, III) Sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarına gelince:1) Kararın, deliller ve gerekçe bölümünde sanık ...'ın diğer sanığın ismini Mustafa Gök olarak teyit ederek sanık ...'ın eylemine yardımcı olarak iştirak ettiği belirtildiği halde hüküm kısmında 765 sayılı TCK'nun 65/3. maddesi uygulanmayarak çelişkili karar verilmesi,2) Kabul ve uygulamaya göre de;a) 25.07.2006 günlü hüküm sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesine ve mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen ... yeniden verilen hükmün, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacağına ilişkin CMUK'nun 326/son (CMK'nun 307/son) maddesine aykırı davranılarak cezada kazanılmış hakkın gözetilmemesi,b) 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 326/2. maddesi uyarınca, sanık hakkında uygulanan cezanın bozmaya konu cezadan daha ağır olduğu cihetle; sanığın bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup, bozmada belirtilen ve aleyhine sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı tanınmadan savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.