MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Özel belgede sahtecilik ve doladırıcılıkHÜKÜM : Her iki suçtan mahkumiyetDosya içerisinde asılları bulunan senetlerin incelenmesinde TTK'na göre bulunması zorunlu unsurlardan olan “lehdar isminin” yazılı olmadığının anlaşılması karşısında; eylemin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen dolandırıcılık ve değişen suç vasfına göre “özel belgede sahtecilik” suçlarının yasada gerektirdiği cezalarının türü ve üst sınırı itibariyle tabi oldukları, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.