MAHKEMESİ : ... Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetI) Sanıklar hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçu bakımından kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;Hüküm fıkrasında temel cezalar tayin edilirken uygulama maddesinin TCK'nun 204/1. maddesi yerine 297/1. maddesi olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiş; adli emanetin ............... sırasında kayıtlı emanetler hakkında mahallinde karar verilmesi; 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanıkların sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, alt soyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı neden bulunduğu ve azaltıcı sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiriler dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,II) Sanıklar hakkında "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçu bakımından kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince;TCK.nun 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için failin önce bir suç işlemesi daha sonra bu suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla adli makamlara başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini vermesi gerekmektedir. Somut olayda, bir suç isnadı olmaksızın tanık Sezgin Baloğlu'nun sanıkların sahte kimlik kullandığı yönündeki ihbarı üzerine sahtecilik suçundan soruşturmaya başlanılmış olması, sanıkların herhangi bir suç yönünden kendileri hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemedikleri, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendilerini suçsuz, kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullandıkları gerçek kişileri ise işlemedikleri bir suçun faili olarak göstermedikleri cihetle, iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı ve sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.