Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11339 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26958 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2011/310456MAHKEMESİ : Karaman Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/05/2011NUMARASI : 2009/126 (E) ve 2011/84 (K)SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğiCMK'nun 172/1. maddesine göre Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresinin sonunda kamu davasının açılmasını gerektirir yeterlikte kanıt elde edememesi durumunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Kovuşturmama kararı verildikten sonra yeni bir kanıt ortaya çıkmadığı sürece aynı eylemden dolayı kamu davası açılamaz. Aynı Yasanın 173. maddesine göre ise suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi başkanına itiraz edebilir. Başkan, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer sulh ceza hâkimini görevlendirebilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder.Buna karşın, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa kapsamı içerisindeki görevliler ve suçlar bakımından ceza soruşturması açılabilmesi “izin koşuluna” bağlanmıştır. 4483 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca Cumhuriyet savcıları, bu kanun kapsamındaki suçlarla ilgili olarak bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ilgili merciden soruşturma izni isterler. Bu iznin doğrudan veya itiraz sonucunda verilmesi durumunda aynı Kanunun 11. maddesi uyarınca ceza soruşturması yürütülerek sonuçlandırılır. Başka bir anlatımla 4483 sayılı Yasa hükümleri uyarınca gerekli soruşturma izninin alınamaması halinde ceza soruşturması başlamadığı için, suç işlendiği yolunda yapılmış olan ihbar veya şikayetler hakkında “işlem veya inceleme yapılmasına yer olmadığı” kararı verilebilecek ise de, CMK.nun 172. maddesinde belirtildiği anlamda “kovuşturmaya yer olmadığı kararı” verilemeyecektir.Somut olayda sanık hakkında görevine ilişkin eylemleriyle ilgili şikayet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında; müştekilerin 05.11.2007 tarihli şikayetten vazgeçtiklerini belirten dilekçe sunmaları üzerine 26.11.2007 tarih ve 2007/4429 karar ile şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın müştekilere tebliğine denilmesine rağmen dosya kapsamı ve UYAP kayıtlarına göre tebliğ edilmediği, aynı kayıtlara göre yeni bir delil ortaya çıktığına dair herhangi bir emare bulunmamasına rağmen dosya yeniden ele alınarak 25.01.2008 tarihinde ayırma kararı verildiği ve soruşturmaya tekrar başlandığı görülmüş ise de; verilen 26.11.2007 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın soruşturma izni prosedürü işletilmeden verildiği gibi yüklenen suçun takibi şikayete bağlı suç olmaması nedeniyle hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilerek yapılan incelemede;Gerekçeli karar başlığına yanlış yazılan suç tarihinin 30.10.2007 olarak mahkemesince mahallinde düzeltilmesi olanaklı görülmüştür.Sanığın “Kimsenin yerine imza atmadığı, söz konusu kararların tümünün köyün lehine olduğu ve kendi menfaatine işlem yapmadığı” şeklindeki savunması ile Karaman Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/199 esas sayılı dosyasında zimmet suçundan beraat etmiş olması dikkate alındığında, sanığın azaların muhalefetlerini bertaraf etmek amacıyla onların yerine imza atması şeklinde iddia ve kabul olunan olayda; adına sahte imza atıldığı iddia edilen azaların katılımı olmadan ihtiyar heyetinin diğer üyelerinin ve muhtarın imzaları ile karar alınıp alınmayacağı ve alınan kararların akıbetlerinin ne olduğu hususları da araştırılarak, sanığın eyleminin "faydasız sahtecilik" veya 5237 sayılı TCK'nun 211. maddesi kapsamında "gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla resmi belgede sahtecilik" niteliğinde veya görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturup oluşturmayacağı kararda açıklanıp tartışılmadan eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.