Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11207 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 22925 - Esas Yıl 2009





Sanıkların E... D... ve Ö... Ö... S... adına düzenlenmiş kredi kartı bilgilerini ele geçirip 30.10.2006 günü Tekno Center isimli işyerini telefonla arayıp bilgisayar alımı konusunda işyeri çalışanı Sinan Yücel ile pazarlık yaptıkları, satış bedelinin mail-order yöntemiyle ödenmesi konusunda anlaştıkları, adı geçen işyeri çalışanın anlatımlarından önce E... D...’a ait sonu 4017 ve 5401 ile biten kredi kartı bilgilerinin kullanıldığı, ancak limitin yetersiz olması nedeniyle satış bedelinin tahsili işleminin gerçekleştirilemediği, bu kez eşlerine ait olduğundan bahisle Ö... Ö... Soykan’a ait kredi kartı bilgileri verilip adı geçenin kredi kartından 1732 YTL’nin tahsil edildiği, ertesi günü yine aynı işyerini arayan sanıkların Ö...’e ait kredi kartı bilgilerini kullanarak 3.582 YTL’lik bilgisayar alımı işlemini gerçekleştirdikleri, bu suretle E... D...’a ait iki ayrı kart bilgisi kullanılmaya kalkışıldığı, Ö... Ö...’a ait ““bonus YKM ve maximum”” isimli iki ayrı kredi kartı bilgisi kullanılarak farklı tarihlerde iki ayrı alım işlemi gerçekleştirildiği olayda; satılan malın bedeli mail-order işlemi ile anında satıcının hesabına geçtiği için satıcının zararının bulunmadığı, hileli davranışlarla bir kişinin kandırılarak haksız çıkar sağlanması dolandırıcılık suçunun yasal unsuru olup, bir makinanın yada bilişim sisteminin kandırılmasından söz edilemeyeceği cihetle, bilişim sistemi kullanılarak dolandırıcılık suçunun işlenebilmesi için failin, bilişim sistemini kullanarak bir kişiyi kandırma suretiyle kendisine veya bir başkasına çıkar sağlaması zorunlu olduğundan olayda bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 3/e maddesi uyarınca ““Kredi kartının, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını”” ifade etmesi karşısında kredi kartı bilgilerinden yararlanarak menfaat sağlanmasının kredi kartı gibi değerlendirilmesi gerektiği ve 5237 sayılı TCK. nun 245/1. maddesinde öngörülen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun, hükmün düzenleme amacı ve düzenleniş biçimi ile korunan hukuki menfaat gözetildiğinde kartları düzenleyip veren banka sayısınca oluşacağı gözetilip E... D...’ a ait kredi kartlarının hangi banka/bankalarca düzenlendiği de araştırılıp aynı bankaya ait banka ve kredi kartının birden fazla kullanılması eyleminde ise zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği de nazara alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde unsurları yönünden oluşmayan bilişim sistemi kullanılarak dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,Kabule göre de;5237 Sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan sanıkların kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan koşullu salıverilme, diğer bentlerde sayılan haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerekirken anılan maddedeki tüm haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ceza miktarı yönünden kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.