Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10986 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23326 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıkHÜKÜM : a) Sahtecilik suçundan; 765 sayılı TCK’nun 342/1, 80 ve 59. maddesi uyarınca 1 yıl 11 ay 10 gün hapis b) Dolandırıcılık suçundan;765 sayılı TCK’nun 504/7, 522 ve 59. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis ve ... Katılan vekilinin gerekçeli temyiz dilekçesinde duruşmalı inceleme talebinden vazgeçtiği anlaşılmakla bu konuda bir karar verilmemiştir.I- "Dolandırıcılık" suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, II- "Resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Kendisi ve kızı adına düzenlenen 09.12.2003 ve 21.11.2003 tarihli iki adet reçetenin sahte olduğu iddia ve kabul olunan sanığın, reçetelerin muayene sonucu yazıldığını, aradan zaman geçmesi nedeniyle düzenleyen doktoru hatırlayamadığını ileri sürmesi, ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 07.11.2008 tarihli yazısı ve eklerine göre 09.12.2003 ve 21.11.2003 tarihlerinde sanık ile kızının genel dahiliye ünitesinde kaydı olmadığının bildirilmesine rağmen, sıra 121'de (Ek 119) bulunan tarihsiz tutanakta, "Hacettepe Hastanesinde hasta dosyası bulunan ve sürekli gelen hastalara, muayene ve tetkik gerektirmeyen, doğrudan reçete tanzim edilmesi halinde; ... Emekli olan hastalarda ..., herhangi bir kayıt düşülmeksizin, reçete doktor tarafından yazılıp, ilgili hastaya verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir (1 ay öncesine kadar bu reçetelere resmi yazılarda Başhekimlik kaşesi basılırken, bu usul halen kaldırılmışdır). Emekli hastalara reçete yazılması durumunda, bilgisayar kayıtları yapılmamaktadır" şeklinde tespit yapılması, dosyadaki bilgilerden emekli olduğu anlaşılan sanığın 18.11.2003 tarihinde anılan hastanenin büyük acil kısmında muayene olduğunun, kızının ise bilgisayarda kaydının ve dosyasında bilgi bulunmadığının belirlenmesi, dosya kapsamından asistan ya da intörn doktorların düzenledikleri reçeteleri uzman doktorlara imzalatmalarının hastanede uygulanan bir usul olduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılabilmesi için, öncelikle belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, suça konu reçetelerin duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilerek denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulup, ilgili hastaneden suç tarihlerinde reçete yazma usulü sorulduktan, ilgili reçetelerin düzenlendikleri büyük acildeki asistan ya da intörn doktorlar tarafından düzenlenip düzenlenmediği konusunda imza ve yazı incelemesi yaptırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz delille yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.