506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa aykırılıktan G…… İnşaat Limited Şirketi'nin anılan Kanunun 140. maddesi uyarınca 2.664.000.000 Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılmasına dair, Sosyal Sigortalar Kurumu Bolu İl Sigorta Müdürlüğünün 25.10.2002 tarihli 34282 sayılı yazısına yapılan itirazın reddine ilişkin Bolu Sulh Ceza Mahkemesinin 05.12.2005 tarihli ve 2002/391 D.İş sayılı kararın, Sosyal Sigortalar Kurumu Bolu İl Sigorta Müdürlüğünce muteriz firmaya yapılan yazılı tebligata rağmen sürensinde kayıt ve belgelerin ibraz edilmediği gerekçesiyle idari para cezası tayin edilmiş ise de kayıt ve belgelerin ibraz edilmesi için gönderilen tebligatın C…….. isimli kişiye tebliğ edildiği, Ankara Sigorta İl Müdürlüğünün 29.04.2004 tarihli raporu ve bilirkişi raporuna göre, C……..'ın G…… İnşaat Limited Şirketi ile bir ilgisinin bulunmadığı, kayıt ve belgelerin ibraz edilmesi amacıyla muteriz firmaya yapılan tebligatın Tebligat Kanunun 12. maddesi uyarınca usulüne uygun yapıldıktan sonra idari para cezası tayin edilmesi yerine usule uygun olmayan tebligata dayanılarak verilen idari para cezasına itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18.07.2006 gün ve 33308 sayılı yazılı emirlerine atfen Yargıtay C. Başsavcılığının 12.09.2006 gün ve YE.2006/177513 sayılı ihbarnamesiyle daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenip gereği görüşüldü: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinde öngörülen "kanun yararına bozma" istemi, kural olarak Adalet Bakanlığına, istisna olarak da anılan maddenin dördüncü maddesinin (d) bendindeki hallere özgü olmak üzerine ve kanun yararına bulunması koşuluyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına tanınmış olağanüstü bir kanun yoludur. Buna göre; temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığının söz konusu karar veya hükmün kanun yararına bozulması isteminde bulunma yetkisi olup, mahkemelerin bu yetkiyi kısıtlayacak biçimde karar vermeleri mümkün değildir. Somut olayda muterizin kanun yararına bozma ihbarını alan mahkemenin ihbarı Adalet Bakanlığına ulaştırması gerekirken, bu gereğe uymadan, "kanun yararına bozma talebine C.Savcısının katılmadığı" gerekçesiyle, kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermesinin, hukuken geçersiz olduğu kabul edilerek, yapılan incelemede; Dosya içeriğine göre, yasa yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde bulunduğundan Bolu Sulh Ceza Mahkemesi'nin 05.12.2005 günlü 2002/391 değişik iş sayılı kararının CMK. nun 309. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), idari para cezasının kaldırılıp tahsil edilmemesine, dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına İADESİNE, 22.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.