Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10772 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22225 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkHÜKÜM : Her iki suçtan mahkumiyet I-) Sanığın, “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyizi üzerine yapılan incelemede; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 5237 sayılı TCK.nun 7/3. madde ve fıkrasına göre, “hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç, infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanır” kuralına aykırı olarak, suç tarihinde yürürlükte olmayan, infaz rejimi ile ilgili bulunan ve aleyhe sonuç doğuran 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinin 6.fıkrası uyarınca, sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasının 2. bendinin yedinci parağrafındaki, 5237 say??lı TCK.nun 58/6. madde ve fıkrasının uygulandığı bölümün karardan çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkumiyet hükmünün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-)Sanığın, “dolandırıcılık” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyizine gelince; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 09.06.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında “dolandırıcılık” suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 03.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.