Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1029 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 7454 - Esas Yıl 2006





Resmi Belgede Sahtecilik, dolandırıcılık, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, cürüm eşyasını bilerek kabul etmek suçlarından sanıklar S………., R……., M…….., G………, S………, Ö……., R…….., H…….'in yapılan yargılamaları sonunda sanık H……. Ç……. hakkındaki kamu davasının tefrikine, sanık S………'in resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan beraatine, sanıklar R……., M…….., G………, S………, Ö……., R………'ın beraatlerine dair Kadıköy 2.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 19.04.2006 gün ve 2005/93 Esas, 2006/161 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık S……… müdafii ile katılanlar H……. ve A……. vekilleri tarafından istenilmiş, katılan A……. vekili tarafından duruşmalı inceleme isteğinde bulunmuş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının red-onama-bozma isteyen 02.11.2006 tarihli ile daireye gönderilmekle katılan vekilinin yetkisi bulunmadığından duruşmalı inceleme isteminin 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 Sayılı Yasanın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip incelenerek gereği görüşüldü:Sanık S……..'ın sahte kimlikle H……, D……, A……'dan çek hesabı açtırıp çek defteri alması, yine H……, A…… Finans, G…… Bankalarından kredi kartı alması, ayrıca F……'dan araç kredisi alıp kendi üzerine tescil ettirmesi eylemleri nedeniyle; adı geçen bankalara karşı dolandırıcılık ve belgelerdeki sahtecilik suçları hakkında zamanaşımı içinde dava açılması mümkün görülmüştür.Şikayetçiler İ………, C……. ve E…….'a düzenlenen sahte çeklerin birbirinden bağımsız resmi evrakta sahtecilik suçlarını oluşturduğu gözetilmeden düzenlenen tüm sahte çeklerin tek suç kabul edilmesi sonucu eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. I-Sanık H……. hakkındaki kamu davasının tefrikine dair karar nihai karar niteliğinde olmadığı ve temyiz yeteneği bulunmadığı cihetle katılan H……. vekilinin adı geçen sanığa yönelik vaki temyiz isteminin 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, II-Sanıklar R……., M…….., G…….., S………. ve Ö…….'e yüklenen "resmi belgede sahtecilik", "dolandırıcılık", "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak", sanık R………'a yüklenen "cürüm eşyasını bilerek kabul etmek", sanık S………..'e yüklenen "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik olarak katılanlar A……. ve H……. vekillerinin temyizi yönünden yapılan incelemede; Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve cürüm eşyasını bilerek kabul etmek suçlarından elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılanlar vekillerinin suçların sabit olduğuna ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle adları geçen sanıklarla ilgili hükümlerin istem gibi ONANMASINA, III-Katılanlar A……. ve H……. vekilleri ile sanık S……… müdafiinin bu sanığın "resmi belgede" sahtecilik ve "dolandırıcılık" suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;1-Sanığın katılanlardan aldığı mal karşılığında her bir katılana değişik zamanlarda verdiği sahte çeklerin birbirinden bağımsız ayrı ve kendi içinde teselsül eden resmi belgede sahtecilik suçlarını oluştuğu gözetilmeden teselsül eden tek suç kabulüyle eksik ceza tayini, 2-Kabule göre de; A) 5252 Sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesinde yer alan "lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir" hükmü karşısında, suç tarihinde yürürlükte olan 765 Sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK. nun bütün hükümlerinin olaya uygulanıp, leh ve aleyhteki hükümleri ayrı ayrı ele alınarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti ve müteakiben cezanın bireyselleştirilmesine ilişkin tedbir, erteleme ve hapis cezasının yasal sonucu olarak belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hususları düzenleyen 647 Sayılı Yasa, 765 Sayılı Yasanın anılan konuya ilişkin hükümleri ile 5237 Sayılı Yasanın 50 ve devam eden maddelerinin karşılaştırılması suretiyle lehe hükmün denetime olanak verecek şekilde gerekçe bölümünde tartışılıp sonucuna göre lehe yasanın belirlenmesi gerekirken, bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak ve denetime olanak vermeyecek şekilde yazılı şekilde hüküm tesisi, B) Resmi belgede sahtecilik suçunda 765 Sayılı TCK. nun lehe olduğu kabul edildiği halde 5237 Sayılı TCK. nun 53. maddesindeki hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi suretiyle karma uygulama yapılarak 5252 Sayılı Yasanın 9. maddesine muhalefet edilmesi, C) Sanığın şikayetçi C…….'a borcu ödediğine dair beyanı karşısında ödeme durumu ve zamanı araştırılmasından sonra dolandırıcılık suçunda 5237 Sayılı Yasanın 168. maddesinin uygulanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılmaması, Yasaya aykırı, sanık müdafii, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 21.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.