MAHKEMESİ : GEMEREK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/03/2014NUMARASI : 2014/10-2014/9Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/03/2014 tarih ve 2014/10-2014/9 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz talep eden banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati haciz talep eden banka vekili, müvekkili banka ile asıl borçlu B.. Ç.. arasında 14.08.2008 tarihli tarımsal kredi sözleşmesi akdedildiğini, S.. D.., H.. Ç.. ve M.. Ç..'ın bu sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladıklarını, 07.03.2014 tarihi itibariyle 9.212,47 TL'lik borcun ödenmediğini, borçluların mal kaçırma ihtimallerinin bulunduğunu ileri sürerek, borçluların maaş ve ödenekleri, menkul, gayrimenkul, alacak ve haklarının alacağa yeter miktarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, ihtiyati haciz talebine konu olan tarımsal kredi sözleşmesinde B.. Ç..'ın asıl borçlu, S.. D.., H.. Ç.. ve M.. Ç..'ın sorumluluklarının kefil sıfatıyla olduğu, kefillerin sorumluluğu sözleşme metninde asıl borçlu ile müteselsil olarak belirlenmiş olsa da 6089 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583/1. maddesine göre müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk için kefillerin el yazısıyla bunu belirtmelerinin gerektiğinin düzenlendiği; kredi sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihinden önce imzalanmış olsa da kefalet hükümlerinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 2. maddesine göre kamu düzenine ilişkin kuralların gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanmasının sözkonusu olacağı, bu itibarla kefillerin sorumluluğunun adi kefalet hükümlerine tabi olacağı, adi kefalette asıl borçluya başvurmadan şahsi teminat verene (kefile) başvurmanın mümkün olamayacağı, dolayısıyla adi kefalet hükümlerine tabi olan kefiller S.. D.., H.. Ç.. ve M.. Ç.. hakkındaki ihtiyati haciz talebinin reddine; sözleşmeyi asıl borçlu sıfatıyla imzalayan B.. Ç.. yönünden ise koşulları oluşan talebin kabulü ile asıl borçlu B.. Ç..'ın taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına borç miktarı olan 9.212,47 TL kadarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.Kararı ihtiyati haciz talep eden eden banka vekili temyiz etmiştir.Dava, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.Mahkemece, yazılı gerekçe ile kefiller yönünden talebin reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin de kabulünde olduğu gibi kredi sözleşmesi 14.08.2008 tarihli olup, 6089 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihi öncesinde akdedilmiştir. Yürürlük Kanunu'nun 1. maddesi gereğince, Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Dolayısıyla, talebe dayanak olan sözleşmeden kaynaklanan bu uyuşmazlıkta mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun uygulanacağı tartışmasızdır. Her ne kadar mahkemece, kefalet hükümlerinin 6089 sayılı TBK'nın 2/(1) maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin kurallardan olduğu ve bu sebeple geçmişe etkili olacağı kabul edilmiş ise de, kefalet hükümleri kamu düzenine ilişkin kurallardan olmamakla, mahkemenin bu kabulü yerinde değildir. Bu itibarla, mahkemece talebin, sözleşmenin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK hükümlerine göre değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kefiller yönünden talebin reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden talep eden banka yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, ihtiyati haciz talep eden banka vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden talep eden banka yararına BOZULMASINA, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.