MAHKEMESİ : İSTANBUL 47. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2011/537-2013/179Taraflar arasında görülen davada İstanbul 47. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/09/2013 tarih ve 2011/537-2013/179 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve fer'i müdahil vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin Çin'den ithal edilen mallarının 25.05.2010 tarihinde Türkiye'ye getirilmesi konusunda davalı şirket ile anlaştığını, müvekkiline ait 2 kap malın davalı şirketçe 25.05.2010 tarihi yerine 18.06.2010 tarihinde İstanbul'a getirtildiğini, malların daha çabuk İstanbul'a gelmesi için havayolunun tercih edildiğini, söz konusu malların gemiyle gelebilecek sürede uçakla İstanbul'a geldiğini, müvekkili malının deniz taşımacılığı ile gelmesi durumunda 1.744 USD ödeceğini, davalı şirketin temerrüdünden dolayı müvekkili şirketin 6.000 TL zarara uğradığını, müvekkili şirketin ithalat malları üçüncü kişiye zamanında teslim edemediğini, ticari itibar kaybından dolayı 1.000 TL zarara uğradığını ileri sürerek, davalı şirketin temerrüdünden dolayı müvekkili şirketin uğradığı 7.000 TL'nin yasal faizi ile tazminini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taşıma işini S.. Airlines gerçekleştirdiğini, gecikme ile ilgili olarak 21 gün içerisinde yapılması gereken ihbar süresinin geçtiğini, deniz yolu taşımacılığı ile kıyaslanarak ortaya çıkarılan farkın tazminat adı altında istenmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının gecikme nedeni ile meydana gelen zararı önlemek için bütün tedbirleri aldığına dair herhangi bir delil ve belge sunmadığı, dolayısıyla VK 19. maddesi gereğince eşyanın hava yolu ile taşınmasında gecikmesinden doğan zarardan sorumlu olduğu, davacının hak düşürücü sürede gecikme ihbarında bulunmadığı yönündeki savunmanın bu süreler bakımından hilesi dışında taşıyıcı aleyhine takibat yapılamayacağının açık olması ve kalan yükün ihbar olunan hava yolu şirketinin Riyad deposunda beklediği, hatta yükün nakliyatı için 20/05/2010 tarihinde 185 USD fark talep edildiği, bu nedenle de tüm yükün ele geçmesi halinde sürelerin uygulanabileceği, tüm yükün ele geçmediği, bu durumda eşyanın kaybı halinde taşıyanın kaybın varlığını da bileceği, taşıyanın havaalanı kapasitesinin yetersizliği gibi bir mazeretinin geçerli olamayacağı, 900 kg yükün 17 özel çekme hakkı (SDR) ile sınırlandırılan taşıyıcının ödeyeceği tazminatın hesaplanmasında üst sınırın geçilmediği ve toplam 3.488 USD teslimde gecikme tazminatının davalının yükümlülüğünde olduğu, bunun TL karşılığının 6.438,50 TL olduğu, ancak davacının 6.000,00 TL tazminat talep ettiği, manevi tazminat yönünden davacının bu olay nedeni ile itibar kaybına yönelik somut bir delil ibraz edilmediği, müşteri çevresi yoksunluğu ve malın geç teslim edilmesi nedeni ile de oluşan maddi zarar yönünden hüküm kurulmakla bu zararın karşılandığı ve manevi tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 6.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek, yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve fer'i müdahil vekili temyiz etmiştir.Dava, hava taşıması sırasında gerçekleşen gecikme sebebiyle maddi, manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlendiği gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taşıma sırasında gecikme nedeniyle zararın oluşumu mahkeme gerekçesinde iddianın iler sürülüş biçimine bağlı olarak davacının hava yolu taşımasını tercih ettiğini ancak taşımanın geciktiğini gecikilen süre içinde taşıma yaptırmayı düşünseydi deniz yoluyla taşıma yaptıracağını dolayısıyla deniz taşıması yapılması halinde ödeyeceği navlun ile hava taşıması yaptırıldığında ödediği navlun arasında ödediği fark kadar zarar olduğu gerekçesiyle maddi tazminata hükmedilmiştir. Ancak gecikme nedeniyle tazminat hesabının bu yöntemle yapılması mümkün değildir. Davacı yan gecikme nedeniyle başkaca uğranılan bir zarar iddia ve ispat etmemiştir. Bu itibarla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ve fer'i müdahil vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.