MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 19/11/2012NUMARASI : 2010/275-2012/260Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.11.2012 tarih ve 2010/275-2012/260 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 27.05.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. A.. Ş.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin acentesi olduğunu, poliçe prim bedellerini ödememesi nedeniyle acentelik sözleşmesinin müvekkili tarafından feshedildiğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe davalının haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili tarafından tahsil edilen poliçe primlerinin davacıya düzenli olarak ödendiğini, bir kısım poliçelerin sonradan iptal edildiğini, bir kısım poliçe primlerinin doğrudan davacı hesaplarına kredi kartı ile ödendiğini, bu nedenle müvekkilinin davacıya prim borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının acentelik sözleşmesi gereği tahsil ettiği primlerden dolayı davacıya 52.104,87 TL borçlu bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının takibe yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, acentelik sözleşmesine dayalı alacak için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Somut olayda, taraflar arasında 04.11.2004 tarihli acentelik sözleşmesinin imzalandığı ve bu sözleşmenin davacı tarafından 01.07.2009 tarihinde feshedildiği hususlarında bir ihtilaf yoktur. İhtilaf, davalının davacıya prim borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti tarafından davacıya ait defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle davacının davalıdan 52.104,87 TL alacaklı olduğu rapor edilmiş, ancak davalı tarafından bu rapora karşı 2007 yılına ait 14 tane poliçenin iptal edildiği, bir kısım müşterilerin prim bedellerini kredi kartı ile ödediği ve bir kısım müşterilerin ödemelerinin de doğrudan davacı hesabına yapıldığı, ancak bu ödemelerin raporda belirtilmediği, yine davalının abisine ait araçların sigorta tazminatlarının davacı tarafından ödenmeyerek prim borcundan mahsup edileceğine ilişkin anlaşma olduğu halde bunun da raporda gösterilmediği noktalarında itiraz edildiği, ancak mahkemece bu itirazlar giderilmeden yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.Oysa, mahkemece, davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğu itirazları giderici, aynı heyetten ek yada başka bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınmak suretiyle, davacı tarafın davalıdan alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.