Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9766 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 283 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/410-2015/307 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20.12.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, taraflar arasındaki 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 maddesine göre dağıtım faaliyetinin .... tarafından yürütüldüğü döneme ait iş ve işlemlerin sorumluluğunun ...'a ait olacağını,...isimli işçinin 04/03/2000 tarihindeki iş kazası sonucu ölümü nedeniyle ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2007/251 esas 20009/43 karar sayılı ilamı ile hükmedilen maddi ve manevi tazminatın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, anılan alacağın takibe konulduğu icra dosyalarına 195.114,28 TL ödenerek icra dosyalarının kapatıldığını ileri sürerek; ödenen tutar ile 1.326,80 TL onama harcı toplamı olan 196.441,08 TL'nın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, davacının özelleşmesinin bilanço düzenlemesi ile gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço düzenlemesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun şirkete ait olduğunu, hisse satış sözleşmesinin "alıcının taahhütleri" başlıklı 9. maddesinin 3. ve 4. bentlerine göre davacı şirketin hak talep edemeyeceğini, anılan sözleşmede ... hükümlerinin saklı tutulmasının iki sözleşmenin birbirinden bağımsız düşünelemeyeceğini açıklayan ibare olduğunu, İHD sözleşmesinin 18.6 maddesine göre davacının talep hakkı bulunmadığını, 7.2 maddesine göre de davacının ihbar yükümlülüğü bulunduğundan takip masraflarında müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4. maddesindeki "Dağıtım faaliyetlerinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu ...'a aittir. ... tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü talebin muhatabı ...'dır." hükmüne göre davacının iş kazası sonucu ölen kişinin desteğini yitirenlere yaptığı ödemeden davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, 196.441,08 TL nin 03/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10.063,89 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.