MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 21/10/2013NUMARASI : 2011/198-2013/276Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/10/2013 tarih ve 2011/198-2013/276 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davacı şirket arasında acentelik sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin 31.12.2008 tarihine kadar geçerli olduğu belirtilmiş ise de 44. maddesi gereğince bu tarihten bir ay öncesinde taraflardan biri tarafından feshedilmediğinden belirsiz süreli sözleşme haline geldiğini, davalının hiçbir haklı gerekçe ileri sürmeden 28.02.2011 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, haksız fesih nedeniyle müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek, müvekkilinin yoksun kaldığı kar ve davalı şirketin elde ettiği menfaat karşılığı 500,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini toplam 7.447,30 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili, davacının kendisinden beklenen üretim hedeflerini gerçekleştiremediğini, portföyünü geliştiremediğini, başka sigorta şirketleriyle iş yaptığını, sözleşmenin 1. maddesi uyarınca yangın, nakliyat, kaza, dolu, hayvan, mühendislik, hastalık branşında acentelik faaliyetinde bulunacağı kararlaştırılmış olmasına rağmen davacı acentenin kasko ve ZMMS branşlarında poliçe ürettiğini ve bu üretmiş olduğu poliçedeki risk oranlarının da çok yüksek olduğunu, sözleşmenin 45. maddesi uyarınca müvekkilinin bir ay önceden ihbar etmek koşuluyla hiçbir neden göstermeksizin sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğunu, 25.01.2011 tarihli ihtarname ve 28.02.2011 tarihli fesihname ile bu hakkını kullandığını, kaldı ki sözleşmenin 46. maddesinde de müvekkil şirkete derhal fesih hakkı tanındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının haklı fesih olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 3.331,85 TL'nin faiziyle tahsiline, maddi tazminatın fazlaya ilişkin istemi ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı taraf, davalı sigorta şirketinin hiçbir haklı gerekçe göstermeksizin 28.02.2011 tarihli ihtarnameyle acentelik sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek, maddi tazminat isteminde bulunmuş, davalı sigorta şirketi ise davacının başka sigorta şirketleriyle iş yaptığını, sözleşmenin 45. maddesi uyarınca tek taraflı fesih hakkı bulunduğunu, ayrıca yine sözleşmenin 46. maddesinde de derhal fesih yetkisi tanındığını savunmuştur. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş karar gerekçesinde, davalının haklı fesih olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediği ibaresinden başka tarafların iddia ve savunmaları ile delillerini tartışan ve değerlendiren hiçbir ayrıntılı gerekçe açıklanmamıştır. Davalı tarafın acentelik sözleşmesinden sonra da davacı şirketin başka sigorta şirketleriyle acentelik ilişkisi bulunduğuna yönelik savunmasını tartışan bilirkişiler birlikte düzenlediği raporda, davacı şirket defterlerindeki kayıtlarda acentelik sözleşmesinden sonra da bir kısım sigorta şirketleri ile ticari ilişkinin devam ettiği belirtilmiş ise de, bu ilişkinin nasıl tespit edildiği, hangi kayıtlarda geçtiği, hususları denetime elverişli olarak gösterilmediğinden bilirkişi raporuda hüküm tesisi için yeterli bulunmamaktadır.Bu durumda, mahkemece bilirkişi raporundaki belirtilen eksiklik giderildikten sonra iddia, savunma ve sözleşmenin 45 ile 46. maddeleri somut delillerle birlikte tartışılarak bir karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmektedir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.