MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2015NUMARASI : 2014/433-2015/191Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/03/2015 tarih ve 2014/433-2015/191 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkili tarafından açılmış olan hizmet tespit davası devam ederken davalı C. Üretim Çiftliği ve Tic. A.Ş.nin 01/01/1999 tarihinde münfesih olduğunu ve Ticaret Sicil kayıtlarından terkin edildiğini, terkin olunan şirketin ihyasının gerekmesi üzerine tarafına işbu davayı açmak için süre verildiğini ileri sürerek şirketin ihyasına ve yeniden tasfiye memuru tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; müvekkilinin yasal düzenlemelere uygun olarak işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; ihyası istenen şirketin-tasfiye memurunun da ihya davasında hasım gösterilmesi gerektiği gerekçesiyle eksik husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, 6102 sayılı Yasa'nın geçici 7. Maddesine dayalı terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkin olup; Yasa'nın 7. Maddesi 4-b bendi uyarınca 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye arttırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarın tebliği tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde şirketin ticaret sicili kayıtlarından unvanı re'sen silinecektir. İhyası istenen C.Üretim Çiftliği A.Ş. 01.01.1999 tarihinde münfesih duruma geldiği anlaşılmış ise de; dosya kapsamından şirkete bir tasfiye memuru atanmış olduğuna ilişkin bilgi belge bulunmadığı gibi, re'sen sicilden terkin edilmiş şirketler bakımından ihya kararı verilmesi halinde tasfiye haline gireceğine ilişkin bir yasal düzenleme de bulunmadığından, somut olayda yalnız ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca tasfiye memurunun da hasım gösterilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın eksik husumet nedeniyle reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.