Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9669 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10364 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL 25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/07/2014NUMARASI : 2014/270-2014/284Taraflar arasında görülen davada İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07.07.2014 tarih ve 2014/270-2014/284 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, kamuoyunda 17 Aralık olarak bilinen soruşturma dosyası kapsamında davalı R.. S..'ın sorgu esnasında müvekkili gazete tüzel kişiliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu ve bu beyanları ile müvekkili gazetenin ticari itibarını zedelediği gibi gazetenin tek ekonomi yazarı olan ve soyadı "K" harfi ile başlayan müvekkili Y.. K..'ın şahsi ve mesleki kimliğine de zarar verdiğini, diğer davalı gazetenin de bu beyanları esas alarak hiçbir araştırmaya dayanmaksızın gerçek dışı haber yaptığını, kamuoyunda müvekkili gazetenin maddi menfaat karşılığında iş yaptığı algısının oluştuğunu, davalı R.. S..'ın müvekkillerini hedef alan doğrudan isim belirterek gerçek olmadığını bildiği beyanları ile diğer davalı ise yapılan tüm açıklamalara rağmen tek taraflı duyuma itibar ederek gazetecilik meslek kurallarını dikkate almaksızın müvekkilerinin kişilik haklarına saldırdığını ileri sürerek, müvekkillerinin kişilik haklarının ihlal edildiğinin tespitine, her bir müvekkili için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın basın yoluyla davacı şirketin kişilik haklarına saldırı olduğu iddiasıyla hukuka aykırılığın tespiti ve manevi tazminat talebine ilişkin bir dava niteliği taşıdığı, taraflar şirket olması sebebiyle 6098 sayılı Borçlar Kanununun 57.maddesinin yollamasıyla 6102 sayılı yasanın 55. ve devam eden maddelerinin uygulama yeri olup olmadığının tartışılmasının gerektiği, aynı Yasa'nın 4/a maddesi ve 5. maddesine göre görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.Davacılar, dava dilekçesinde davalı R.. S..'ın mahkeme sorgusundaki asılsız ifadelerinin davalı gazetede yayınlanması suretiyle müvekillerinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek, manevi tazminat talep etmiş olup, iddianın ileri sürülüş biçimi, olayın oluş şekli ve temyiz dilekçesinde yer verilen beyanlar nazara alınarak, uyuşmazlığın genel mahkemelerin görevi kapsamında kalması sebebiyle işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacılar yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.