Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 962 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4330 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/06/2010 tarih ve 2007/323-2010/313 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı ile davalılar ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15/01/2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı ... vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacı şirketin 20.02.2007 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 20.01.2007 tarihli Denetim Kurulu Raporu içeriğinin genel kurulun bilgisine sunulduğunu, denetçi raporlarında davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin şirket kasa hesabında muhasebe kayıtlarında gözükmekle birlikte fiilen mevcut olmayan nakit paranın gerekli takibin yapılmaması sonucu zarara dönüşmesinden sorumlu olduklarının tespit edildiğini, genel kurul tarafından şirketi zarara uğratan davalılar hakkında mali sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini ileri sürerek, şirketin uğradığı zarardan fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL’nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faiz oranıyla birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında yapılan ıslah ile ortaklık zararı olan 50.912,98 TL’nin davalılardan faiziyle birlikte tahsili istenmiştir. Davalı ... dışındaki davalılar ..., ... ve ... vekilleri ile davalı ..., davanın aktif husumet, zamanaşımı ve esas yönlerinden yerinde olmadığını, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak reddini istemişler davalı ... ise davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, incelenen şirket ticari defterlerinde kasada sayım noksanı olarak 50.912,98 TL’nin tespit edildiği, bu tutarın şirketin kanunen kabul edilmeyen gider hesabına virman yapıldığı, bunun da şirketin zararını oluşturduğu, şirket yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların kanun ve şirket esas sözleşmesi ile üstlendikleri vazifeyi ihmalde kusursuz olduklarını gösteren herhangi bir delil ibraz edemedikleri, bu itibarla tespit edilen zararın davalılardan tahsilinin gerektiği, davacı zararın oluştuğu tarihten itibaren faiz talep etmiş ise de Borçlar Kanunu’nun 101. maddesi uyarınca alacağı muaccel hale getiren bir ihtarname keşide etmediğinden bu yöndeki isteminin yerinde olmadığı sonucuna varılarak, asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile, 10.000,00 TL’nin dava tarihi olan 20.04.2007 tarihinden, 40.912,98 TL’nin ise ıslah tarihi olan 04.06.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı ile davalılar ..., ..., ... ve ... vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava, davacı şirket yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların davacı şirkete verdikleri zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, muhasebe kayıtlarında görünmekle birlikte şirket kasa hesabında fiilen mevcut olmayan nakit paradan dolayı meydana gelen zarardan davalıların sorumlu olduğunu iddia ederek, bu miktarın davalılardan tahsili isteminde bulunmuş ise de davalıların 13.02.2004 tarihine kadar davacı şirketin yönetim ve denetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları, bu tarihten itibaren davacı şirketin yönetim ve denetiminin ...'ye geçtiği, davalılar hakkında kasa açığından kaynaklanan işbu davanın ise 22.01.2007 tarihli Denetim Kurulu raporuna dayalı olarak genel kurulda alınan karar uyarınca açıldığı, ancak davacı şirkete el konulduğu tarihte düzenlenmiş ve imza altına alınmış bir kasa sayım tutanağının bulunmadığı anlaşılmıştır.Oysaki davalıların sorumlu olduğu dönemde oluşan kasa açığının mevcudiyetine ilişkin iddianın devir tarihinde yapılacak inceleme ve sayım sonucuna göre düzenlenecek tutanaklarla ispat edilmesi gerekmektedir.Bu durumda, geçerli kanıtlarla ispat edilemeyen davanın reddi gerektiğinden temyiz eden davalılar yönünden kararın bozulması gerekmiştir. 2-Davacının temyiz itirazlarının kararı temyiz etmeyen davalı yönünden incelenmesine gelince; davacı, dava ve ıslah dilekçelerinde meydana gelen zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini istemiş olup, yöneticinin sorumluluğuna dayalı işbu davanın ticari nitelikte bulunup, meydana gelen zarardan da zarar sorumlusu yönetici veya denetçinin herhangi bir ihbar veya ihtara gerek olmaksızın zararın meydana geldiği tarihten itibaren sorumlu olmasına göre mahkemece hüküm altına alınan miktarın zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle kararı temyiz etmeyen davalı yönünden davacı yararına bozulması gerekmiştir. 3-Öte yandan, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL üzerinden açılan kısmi davada yargılama sırasında yapılan ıslah ile dava değeri 40.912,98 TL artırılarak toplam 50.912,98 TL'nin tahsilinin istenmiş olmasına ve mahkemece bu miktarın hüküm altına alınmış olmasına göre davayı vekil vasıtasıyla takip eden davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinin hüküm altına alınan miktar olan 50.912,98 TL üzerinden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde dava dilekçesinde belirtilen 10.000,00 TL üzerinden hesaplanması da doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de kararı temyiz etmeyen davalı yönünden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davalılar ..., ..., ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan davalılar yararına; (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kararı temyiz etmeyen davalı ... yönünden kabulü ile kararın anılan bentlerde açıklanan nedenlerle kararı temyiz etmeyen davalı ... yönünden geçerli olmak üzere davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı ... dan alınarak davacıya verilmesine, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.