Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 958 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1416 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.09.2011 tarih ve 2005/402-2011/350 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15.01.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin tatilini yaptığı sırada 29.08.2004 tarihinde ...’ın kullandığı deniz motoru ile çekilen müvekkilinin üzerinde bulunduğu "muz" isimli eğlence aracına ...'in kullandığı “jetski” denilen deniz aracının çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, belinde, kalçasında, bacaklarında kırıklar oluştuğunu, iç kanama geçirdiğini, ...'de bulunan bir tıp merkezinde tedavi edildiğini, tedavisinin halen devam etmekte olup, sakat kaldığını, bağımsız hareket etme ve çalışma imkanını yitirdiğini, işini kaybettiğini, kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, davalı ... şirketinin düzenlediği “Muhtelif Sorumluluk Sigortaları Poliçesi” gereği müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu, ancak başvuruda bulunulmasına ve ihtarname gönderilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan davada 143.820,00 USD tedavi gideri, 40.000,00 USD bedeni sakatlık nedeniyle uğranılan zarar ve gelir kaybı olmak üzere toplam 183.820,00 USD karşılığı 250.000,00 TL’nın davalıdan temerrüde düştüğü 17.05.2005 tarihinden itibaren işleyecek banka reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 22.06.2011 tarihinde yapılan ıslah sonucu müvekkilinin uğradığı maddi zarar ve tıbbi giderler toplamı 871.480,00 USD’nin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.Davalı ... vekili, talep edilen miktarların fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, ıslahla artırılan miktarın ise zamanaşımına uğradığını savunmuştur.İhbar olunanlar, beyanda bulunmamıştır.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının Türkiye'ye tatile geldiği sırada kaldığı otelin su sporları merkezinde 29.08.2004 tarihinde meydana gelen deniz kazasında yaralandığı, kazanın meydana geldiği yerin ve kazanın davalı ... şirketinin düzenlediği poliçe teminatı kapsamında bulunduğu, davalı ... şirketinin davacının uğramış bulunduğu bedeni zararlar ile tedavi giderlerini poliçe teminatı kapsamında ve limitle sorumlu olacak şekilde ödemekte yükümlü olduğu gerekçesiyle dava ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulü ile 183.168,00 USD tedavi gideri ve 688.312,00 USD tazminat olmak üzere toplam 871.480,00 USD'nin 183.820,00 USD’lik kısmına 17.05.2005 tarihinden, 687.660,00 USD'lik kısma ise 27.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek banka reeskont faizi ve değişikleri ile fiili ödeme tarihindeki kur karşılığından ödenmek üzere davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, davacının geçirdiği kaza sonucu yaralanarak sakat kalması nedeniyle uğradığı tedavi giderleri zararı ile mesleki çalışma gücünü kaybından doğan maddi zararın davalı ... şirketinden düzenlediği sorumluluk sigortası kapsamında tazmini istemine ilişkindir.Davacının kaza sonucu yaralanması nedeniyle uğradığı maluliyete ilişkin olarak ... ... Kurumu tarafından düzenlenip mahkemece tazminat hesabına esas alınan 12.11.2008 tarihli raporda, davacının maluliyet oranı dönemler halinde belirlenerek, en son 01.05.2008 tarihi ila rapor tarihi olan 12.11.2008 tarihi arasında ve rapor tarihi itibariyle mesleki çalışma gücünü yitirme derecesinin %40 olduğu belirlenmiş ve yeni muayenenin 1 yıl sonra yapılacağı belirtilmiştir.Mahkemece bu rapor uyarınca yaptırılan tazminat hesabına göre karar verilmiş ise de raporda davacının 1 yıl sonra yeniden muayene edilmesinin gerekli görülmesine rağmen bu husus üzerinde durulmamış, davacının maluliyeti nedeniyle uğradığı zarar bilinmeyen dönem için de %40 oranına göre hesaplanmıştır. Davacının geçirdiği kaza nedeniyle uğradığı maluliyetinin tedavilerinin de devam etmesi nedeniyle değiştiği anlaşılmakla mahkemece davacının en son maluliyet durumunun ve oranının tespit ettirilerek sonucuna göre bilinmeyen dönemdeki mesleki çalışma gücünün kaybı nedeniyle uğradığı maddi zararın tespiti gerekirken, yazılı şekilde kesinleşmeyen maluliyet oranına göre bilinmeyen dönem için de hesaplama yapılması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.3- Öte yandan, davanın dayanağını oluşturan poliçede maddi-bedeni ayrımı yapılmaksızın her bir hasarda uygulanacak muafiyet tutarının 145 Euro olduğunun belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece bu tutarın tazminat miktarından indirilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. 4- Ayrıca, ıslah ile artırılan miktara karşı davalı tarafından zamanaşımı def'inde bulunulmasına rağmen mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.Islah ile artırılan miktarın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda mahkemece bir değerlendirmede bulunularak sonucuna göre bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta değerlendirme yapılmaması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.5- Diğer yandan, mahkemece yabancı para cinsinden tazminata hükmedilmiş olmasına rağmen yabancı para üzerinden hükmedilen miktara TL cinsinden hükmedilen alacaklara yürütülmesi mümkün olan reeskont faizi uygulanmasına karar verilmiştir.Oysaki 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un “Yabancı para borcunda faiz” başlığını taşıyan 4/a maddesi uyarınca yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan TL üzerinden olan alacaklara uygulanması mümkün bulunan reeskont faiz oranının yabancı para cinsinden hükmedilen miktarlara uygulanmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın kabul şekline göre bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.