Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9509 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13892 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/01/2016 tarih ve 2016/2-2016/2 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati hacze itiraz eden (borçlu), alacaklı tarafından kendisi için 84.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz talep edilmesine karşın mahkemece diğer borçlular için talep edilen 97.426,97 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, talebin aşıldığını, alacaklı vekili tarafından 4 ayrı kredi için tek bir ihtarname kat edildiğini bunun belirgin olma ilkesine aykırı olduğunu, kendisine çekilen ihtarın 63.678,36 TL için olduğunu, alacağın muaccel olmadığını, kendisinin borçtan bilgilendirilmediğini, avukatlık yaptığını, kaçma ve mal kaçırma amacının olmadığını, alacağın tamamına kefil olmadığını, kendisinin ...’a kefil olduğunu ve bu kişinin kredi borcunu kapatıp yeni krediler çektiğini ve bu kredilere kefil olmadığını, tüm kredilere kefil olduğum yönünde bir beyanın olmamasına rağmen yapılan ihtiyati haciz ile mağdur edildiğini, ihtarlara cevap vererek sorumlu olmadığına ilişkin cevap verdiğini, ihtiyati haciz nedeniyle verilen teminatın iade edilmemesi gerektiğini ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Karşı taraf (alacaklı) vekili; itirazın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, borçlu ...’a 63.677,12 TL üzerinden muaceliyet ihtarnamesi keşide edildiği gerekçesiyle, itirazın kısmen kabulüne karar verilerek 33.749,85 TL sadece itiraz eden borçlu yönünden kaldırılmasına, 63.677,12 TL yönünden devamına, diğer borçlular için 97.426,97 TL olarak devamı yönünde karar vermiştir.Kararı ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) temyiz etmiştir.1- Talep, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde itirazın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir. Ancak, İİK 265. maddesinde ihtiyati hacze hangi sebeplerle, hangi sürelerde itiraz edilebileceğine, mahkemece itiraz üzerine ne suretle inceleme yapılacağına dair düzenlemeye yer verilmiştir. Anılan maddenin 4. bendinde ihtiyati hacze itiraz üzerine mahkemenin iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebileceği veya kaldırabileceği, şu kadar ki, iki tarafın gelmemesi halinde dahi evrak üzerinde inceleme yaparak karar vereceği düzenlenmiştir. Somut olayda, ihtiyati haciz talep eden vekilinin başvurusu üzerine ihtiyati hacze karar verilmiş, muteriz tarafından ihtiyati hacze itirazda bulunulmuştur. Bu itibarla, mahkemece, yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca taraflara usulüne uygun duruşma gününü bildirir tebligat gönderilip, beyanları alınarak vaki itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekirken savunma hakkını kısıtlar biçimde gıyapta yapılan yargılama ile itirazın incelenip, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, ihtiyati hacze itiraz edenin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ihtiyati hacze itiraz edenin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.