Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9482 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10730 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/11/2014 tarih ve 2014/188-2014/424 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket yetkilisi ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin % 50 ortağı olduğunu, kalan % 50 payın da ...'e ait olduğunu ve her ikisinin de şirketi ayrı ayrı tek başına temsil ve imza yetkisine sahip müdürleri olduklarını, davalı şirketin İzmir'in çeşitli bölgelerinde kat karşılığı inşaat sözleşmeleriyle iş yaptığını, başarılı ve güven duyulan bir şirket olduğunu, ancak ...'in imza yetkisini kötüye kullanarak şirket adına tescili gereken taşınmazların bir kısmını kendi adına tescil ettirdiğini, bu konuda tapu iptal ve tescil davası açtıklarını, yine ...'in şirket aracını kendisinin kurduğu diğer bir şirkete devrettiğini, şirketin malvarlığını azaltıcı eylemlerde bulunduğunu ileri sürerek davalı şirketin haklı nedenle feshine, şirketi temsile yetkili ...'in temsil yetkisinin TTK'nun 630/2.maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket yetkilisi ...; ... Yapı Otomotiv Petrol Gıda Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti'yi kendisinin kurduğunu, şirket adına kayıtlı olan aracın rehinli olması ve üzerine haciz gelmemesi için kurmuş olduğu bu şirkete devrettiğini, davalı şirket ve bir kısım arsa sahipleri arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmelerini kendi kurduğu şirkete noterde devrettirdiğini, ancak ruhsat alınamadığı için yapılan bu sözleşmelerin geçersiz olduğunu, bir kısım taşınmazları kendi adına tescil ettirdiği gibi davacının da aynı şekilde kendi adına taşınmazlar geçirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının diğer ortak ... aleyhine ortaklıktan çıkartılması istemiyle dava açtığı ancak ortaklar kurulu kararı olmadığı gerekçesiyle bu davanın reddedildiği, yine davacının ... aleyhine şirket taşınmazlarını kendi adına tescil ettirdiği gerekçesiyle tapu iptal davası açtığı ve davanın derdest olduğu, şirket tarafından da davacı aleyhine aynı iddialarla tapu iptal ve tescil davası açıldığı, yine davadışı üçüncü kişilerce davacı aleyhine kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak tapu kaydının iptali istemli dava açıldığı, bu haliyle davalı şirketin ortakları arasında güven ilişkisinin kalmadığı, devam eden anlaşmazlıklar nedeni ile davalı şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesine ilişkin şartların oluştuğu, davacının rızasının olmamasına, ortakların hisse oranlarına, ortaklık arasındaki ihtilafın niteliğine ve ağırlığına göre, fesih ve tasfiye yerine ayrılma payı bedeli karşılığında davacının ortaklıktan çıkmasına müsaade edilmesi yolunun uygun görülmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile ...'nin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.Kararı, davalı şirket yetkilisi ... temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı şirket yetkilisi ...'in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, 6102 sayılı TTK 636/3. maddesine dayalı açılmış haklı nedenle şirketin feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, şirket ortakları arasında anlaşmazlıkların devam ettiği, güven ilişkisinin kalmadığı, şirketin haklı nedenle feshi için gerekli şartların oluştuğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Limited şirketin sona ermesi ve sonuçları başlığı ile TTK 636. maddesinde yer alan düzenlemeye göre; Limited şirket, şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle, genel kurul kararı ile iflasın açılması ve kanunda öngörülen diğer hallerde sona erer. Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir. Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. ... davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.Davalı şirketin diğer ortağı ve yetkilisi olan ..., şirketin halen faal ve imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmeleri olduğunu, üçüncü kişilere karşı üstlendiği edimleri bulunduğunu, ticari faaliyetlerine devam ettiğini ve üzerine kayıtlı çok sayıda taşınmaz malvarlığı olduğunu, bu haliyle şirketi ayakta tutmak gerektiğini savunduğuna göre; mahkemece davalı şirketin diğer ortağı ve yetkilisi olan ...'in beyanları dikkate alınarak şirketin üstlendiği ve halen devam eden kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin bulunup bulunmadığı, şirketin faal durumda olup olmadığı araştırılmaksızın ve TTK 636/3. maddesi gereği "... davasında mahkeme tarafından duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme” hükmedilebileceği gözetilerek şirketin feshi yerine başka bir çözüm yolu olup olmadığı da araştırılmaksızın eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile davanın kabulü ile şirketin feshine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket yetkilisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.