Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 947 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14659 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ..... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/04/2014 tarih ve 2007/213-2014/106 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı...... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi.....tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın .... Şubesindeki cari ve yatırım hesabından bilgisi dışında para çekildiğini, para çekilmesine ilişkin tediye makbuzlarındaki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, 8.700,00 TL'nin paranın hesaptan çekildiği tarihten itibaren reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..... vekili, zamanışımı def'inde bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da 7 yılı aşkın süre içinde davacı tarafça hesap ile ilgili bir başvuruda bulunulmadığını, 19.06.2000 tarihli ibranameyle davacının müvekkilini ibra ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 8.700,00 TL tutarlı ödeme fişindeki imzanın ...'un eli ürünü olmadığı, davacının davalı bankadan alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 8.700,00 TL'nin banka hesabından çekildiği tarihten itibaren ticari faiziyle tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı .... vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı...... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, davalı banka nezdinde bulunan mevduat hesaplarındaki paranın sahte imza ile çekilmesi sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Kural olarak davacının bankaya mevduatının tahsili için başvurduğu tarihe kadar ilgili mevduata banka tarafından uygulanan faiz oranları da eklenerek belirlenecek miktarın ana para olarak kabulü ile bu şekilde belirlenecek ana para miktarı üzerinden davalı bankanın başvuru tarihinde temerrüde düştüğü nazara alınarak, bu miktara temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi gereken başvuru tarihinden sonra temerrüt faizi uygulanması gerekir. Vade arası dönemde mevduatın tahsili talebinde bulunulmuş ise bu dönem için vadesiz mevduat faizi uygulanacağı da gözden kaçırılmamalıdır. Ancak, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar gözetilmeksizin, hesaptan ödeme yapıldığı tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmiştir. Bu durumda, mahkemece, dava konusu mevduatın tahsili için yapılan başvuru tarihine kadar dava konusu hesap türü için davalı bankaca uygulanan faiz miktarı eklenerek oluşacak ana paranın belirlenmesi amacıyla yeniden bankacılık alanında uzman bilirkişiden raporu alınması ve usuli kazanılmış hak gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, davacı taraf reeskont faizi isteminde bulunmasına rağmen, reeskont faizi yerine ticari faize hükmedilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı.....vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı...... yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.