Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9447 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2856 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AŞKALE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/10/2013NUMARASI : 2009/201-2013/89Taraflar arasında görülen davada Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2013 tarih ve 2009/201-2013/89 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline makine kırılma sigorta poliçesiyle sigortalı emtianın davalı tarafından üretildiğini, 22.09.2008 tarihinde döner fırın ring aletinde çatlak meydana geldiğini, gizli ayıbın davalıya ihbar edildiğini, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, 229.500 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, emtianın sigortalıya 2002 yılında teslim edildiğini, çatlamanın 2008 yılında oluştuğunu, hasarın kullanım hatasından kaynaklandığını savunarak, davanınz reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davaya konu emtianın 5 yıl boyunca fabrika sahasında tutulduğu, sıcaklık farklılıklarından dolayı hasarın meydana gelebileceği, bilirkişi raporlarında çatlamanın neden kaynaklandığına ilişkin kesin kanaate ulaşılamadığı, hasara ilişkin görüşlerin soyut nitelikte bulunduğu, bilimsel verilere dayanmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, makine kırılma poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir halin varlığı kabul edilerek dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nın 275. ve sonradan yürürlüğe giren HMK'nın 266. maddesi uyarınca bilirkişi heyetlerinden raporlar alınmış ise de, bu raporlarada itibar edilmeyerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, HUMK’nın 286. maddesinde belirtilen bilirkişinin rey ve mütalaasının hakimi bağlamayacağı hükmü, hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor (HUMK 283.md.) alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği (HUMK 284.md.) şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa, hakimin bir kez bilirkişiye gittikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceği kabul edilemez, kaldı ki somut uyuşmazlığın çözümü de bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir.Bu itibarla, mahkemece alınan rapora vaki itirazlar değerlendirilerek aynı heyetten ek veya gerekirse oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.