Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9436 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18716 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY(KAPATILAN) 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 06/12/2013 NUMARASI : 2013/100-2013/129 Taraflar arasında görülen davada Bakırköy(Kapatılan) 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/12/2013 tarih ve 2013/100-2013/129 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15/09/2015 günü hazır bulunan davalı vekili Av. E.A. ile davacı vekili Av. E. G. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 11.06.2012 tarihli cari hesap sözleşmesi, aynı tarihli ticari Unvan, marka kullanım sözleşmesi ve kargo taşımacılığı, ticari vekillik sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalıya verdiği hizmet karşılığında doğan 55.510,64 TL'lik alacağına dayalı olarak kesilen 35 adet faturanın davalıya teslim edilmesine rağmen ödenmemesi üzerine ihtar gönderilip icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkilinden alacağı bulunmayıp aksine müvekkilinin davacıdan 1.148,81 TL alacaklı olduğunu, davacının sadece hakediş ve nakil hizmetine yönelik bir kısım faturalara dayandığını, kendisine banka kanalı ile ve makbuzlarla yapılan ödemeleri, kaybettiği kargolardan doğan zararlarla ile ilgili müvekkilinin rücu ve ticari vekillik nedeni ile oluşan cari hesap alacağını dikkate almadığını, davacı tarafın kullandığı işyerine ait kiraların sözleşme hükümleri uyarınca davacının hakedişinden kesilmek üzere doğrudan mal sahibine ödendiğini, davacının müvekkilinin acenteliği sıfatıyla yaptığı tahsilatlardan müvekkiline göndermediği 17.505,75 TL'nin davacının borcu olarak cari hesaba işlendiğini, kargo taşımacılığı ve ticari vekillik sözleşmesinin 32. maddesi uyarınca taşıma esnasında meydana gelecek kayıp ve hasarın davacının hakedişinden kesilmek suretiyle muhatabına ödeneceğine dair hüküm gereği müvekkilince ilgililere ödenen 16.125,11 TL'nin davacının borcu olarak cari hesaba işlendiğini, yine aynı sözleşmenin 6. maddesine göre şubeye teslim edilen demirbaşlar, matbu evrak, şube telefon ve data hatları, iletişim faturaları, personel kıyafeti vs. için yapılan ödeme ve teslimatların da cari hesaba göre davacının borcunu oluşturduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan cari hesap, ticari vekillik ve kargo taşımacılığı sözleşmelerine dayalı olarak kurulan ticari ilişki kapsamında davacının davalıya verdiği hizmetler nedeni ile alacağa hak kazandığı, ancak alacağın tamamının ödenmediği, davacının takip tarihi itibari ile 3.281,26 TL asıl, 64.71 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 3.281,26 TL asıl alacak, 64.71 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, reddedilen kısım üzerinden takibin iptaline, alacak likit olduğundan kabul edilen kısmın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan cari hesap sözleşmesi, ticari unvan, marka kullanım sözleşmesi ve kargo taşımacılığı, ticari vekillik sözleşmesi uyarınca davacının davalıya verdiği hizmet karşılığında doğduğu iddia olunan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, 06.11.2013 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda “taraf defterlerinin HMK'nın 222. maddesi uyarınca sahibi lehine delil niteliği bulunmadığı, tarafların cari hesapları incelendiğinde kaydi mutabakatsızlığın bulunduğu, bu mutabakatsızlığın da davalı kayıtlarında yer alan, yasal vesaiklere bağlı nakit ödeme, banka havalesi, kargo taşımacılığı ticari vekillik sözleşmesi uyarınca davalı tarafından tanzim edilmiş, hasar bedelleri ve davacı adına yapılan kira ödemeleri vs.yansıtma faturalarının davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklanmakta olduğu belirtildikten sonra düzeltme yapılarak davacının davalıdan 3.281,26 TL alacaklı olduğu” bildirilmiş ise de davacı vekili 05.02.2013 tarihli dilekçesi ile davalı tarafın savunmasına ve savunmasının dayanağı olarak sunulan ve daha sonra bilirkişi raporuna esas alınan belgelere karşı çıkmış, anılan fatura ve belgelerin davacı müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinden sadır imza taşımadığını bildirerek, mahkemece dikkate alınamayacağı noktasında itiraz etmiştir. Bu itibarla mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri nazara alınmadan salt davalı kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında yer almayan ve davacı tarafça da kabul edilmeyen kayıtlar esas alınarak yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.