MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 01/12/2011NUMARASI : 2010/546-2011/421Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01.12.2011 tarih ve 2010/546-2011/421 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13.05.2014 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. S.. T.. ile davalılar vekili Av. F.. B.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, sigorta aracılık hizmetleri ile iştigal eden ve acentelik faaliyetlerinde üst sıralarda yer alan müvekkili şirketin Bursa'da şube açtığını ve bu yerdeki müşterilerinin sigorta işlemlerini ve hasar ödemelerinin daha iyi ve hızlı gerçekleştirilmesi amacıyla çalışanlarından M.. M.. şirket işlerinin takibi ve şirket işleri ile sınırlı olmak kaydı ile bankalarda işlem yapabilmek ve çek keşide etmek yetkisini tanıyan vekaletname verildiğini, söz konusu Bursa Şubesi'nin adres değişikliği esnasında davalılardan Finansbank Heykel Şubesi ile olan ticari ilişkisini sona erdirdiğini, sözlü olarak bu durumu şube yetkilisine bildirdiğini, 31/12/2007 tarihinden sonra davalı banka şubesinden müvekkili şirkete bankacılık faaliyetine ilişkin hiç bir bilgi ve belge gönderilmediğini, ancak müvekkili şirketin Bursa Şubesi çalışanları Ö.. ve M.. M.. bankalara olan kredi ve kredi kartları borçlarını ödeyebilmek amacıyla davalı banka şubesinden müvekkili şirket adına çek karnesi alarak, kendi şahsi menfaatleri için keşide ettikleri ve keşide ettikleri çekleri ödeme imkanlarının kalmadığını, davalı bankanın yetkisiz şirket çalışanı M..M.. çek karneleri vermek suretiyle müvekkillerini büyük zarara uğrattığını ileri sürerek, davalıların hukuka aykırı eylemleri nedeniyle müvekkillerinin uğradığı zararın tespiti ile müvekkili şirket için 50.000 TL, şirket yetkilisi Z.. T.. için 200.000 TL olmak üzere toplam 250.000 TL manevi tazminat ile şimdilik müvekkili şirket için 700.000 TL, şirket yetkilisi için 100.000 TL olmak üzere toplam 800.000 TL maddi zararın faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacı sigorta şirketi tarafından M..M. verilen genel nitelikte ve dava konusu işlemleri de kapsayan vekaletname ile müvekkili banka şubesince işlemlerin gerçekleştirildiğini, davacı şirketin hesaplarından çek karnesi alındığını bildiği gibi bu hususa muvafakatinin de bulunduğunu, davacıların uğradıklarını iddia ettikleri zararlara kendi çalışanının sebebiyet verdiğini, müvekkili bankanın bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacıların, şirket çalışanlarının güveni kötüye kullanma eylemi sonucu verdikleri zarar ile davalılar arasında uygun bir illiyet bağının söz konusu olmadığı, davacı şirket temsilcisi tarafından dava dışı M.. M. verilen vekaletin çek verme yetkisini içermesi nedeniyle bunun çek karnesi almayı da kapsadığı, kaldı ki 2000 yılından 2009 yılına kadar bu şekilde işlemlerin devam ettiği, davacının çalışanı tarafından zarar verici eylem yapılana kadar davacının herhangi bir itirazının bulunmadığı, davacıların maddi tazminat talebi yerinde olmadığı gibi BK'nın 49. maddesi gereğince şahsiyet haklarına bir tecavüz söz konusu olmadığından manevi tazminat koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Ancak, her bir davacı için ayrı ayrı maddi tazminat isteminde bulunulmuş olmasına göre davanın reddi nedeniyle maddi tazminat yönünden davacılara yüklenmesi gereken vekalet ücreti, her bir davacının reddedilen maddi tazminat istemine göre ayrı ayrı hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken, bu şekilde bir ayrıma gidilmeden reddine karar verilen tüm maddi tazminat toplamı üzerinden hesaplanan 40.720,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davacılar yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.