Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 937 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10818 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 14/03/2013NUMARASI : 2012/55-2013/45Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.03.2013 tarih ve 2012/55-2013/45 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında B. D. Dershanesi'nin isim hakkının kullanılmasına ilişkin sözleşme ile davalıdan alınan çeklerin karşılıksız çıktığını, davalı yeni çek alacağını karşılıksız olan çekleri nedeni ile bu çeklerin müvekkiline iadesini talep ettiğini, müvekkilinde bulunan çeklerin davalıya gönderildiğini, davalının bu çeklerin bedelini ödemediğini, davalı tarafından ödenmeyen çeklere istinaden, davalı şirket yetkilisinin verdiği bononun davalı tarafından İstanbul 4. İcra Müdürlüğü'nün 2010/28793 Esas sayılı dosyası ile kambiyo yolu ile icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini, mercie yapılan itiraz neticesinde icraya konulan senedin teminat senedi hükmünde olması gerekçesi ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalı tarafından mercie sunulan itiraz dilekçesinde, takibe konulan senette şart koşulduğunu, bu şarta göre; senedin üzerine numaraları yazılı olan çeklerin karşılıksız çıkması halinde ilgili senedin takibe konulabileceği, aksi taktirde senedin teminat senedi niteliğinde olacağının belirtildiği, davalı tarafından ilgili çeklerin, yeni çek verileceği bahanesi ile müvekkilinden istenildiğini ileri sürerek, davalıdan 19.140,00 TL alacaklı olduklarının kabulü ile çeklerdeki vade tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin verdiği çeklerin davacının belirttiği gibi karşılıksız çıkmadığını, aksine ödeme günü gelmeden müvekkilinin davacı tarafa çeklerin bedellerini ödediğini, çeklerin davacıdan geri alındığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; icra dosyasındaki takibe konu senette yazılı olan çeklerin, dava konusu çeklerin, davalı tarafından keşide olunduğu, ancak bu çeklerin bankaya teslim edilerek iptal olunduğu ve ödenmiş sayılacağı, davacı tarafından çek bedellerinin ödenmediği ispatlanamadığı gibi, bedeli ödenmeyen çeklerin de bankaya teslim edilerek iptali söz konusu olamayacağı, çeklerin bankaya teslim edilerek iptal olunduğu, ödenmiş sayılacağı, davalının bu çeklere ilişkin borçlu olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, alacak istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlendiği gibi davaya konu alacağın davalı tarafından keşide edilen çeklerle ödendiği yolunda yasal karine bulunduğu ve bu karinenin aksinin davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyaya sunulan deliller ve mahkeme gerekçesinde belirtildiği gibi, kural olarak bir borcun ödenmesi amacıyla verilen çeklerin borçluya iadesi ve banka tarafından iptal edilmesi bu çekten kaynaklanan borcun ödendiğinin karinesidir. Ancak bu karinenin aksi alacaklı tarafından kanıtlanabilir. Alacaklı davacı bu konuda delil olarak tarafların ticari defterlerine dayanmıştır. Bu durumda tarafların ticari defterlerinde inceleme yapılmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.