Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9357 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7699 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ANKARA 7. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 25/03/2014NUMARASI : 2012/1740-2014/457Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 25/03/2014 tarih ve 2012/1740-2014/457 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı sigorta vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı B. Ltd. Şti. arasında 20.09.2011 tarihinde 2.791,36 TL tutarlı Büyük Orta Avrupa 7 gece 3 ve 4 Oteller Kurban Bayramı Özel 6 Kasım paket tur hizmeti satın aldığını, bedeli ödediğini, davalı şirket tarafından fatura düzenlendiğini, turun davalı şirket tarafından tek taraflı iptal edildiğini, yapılan paket tur sözleşmesi nedeniyle E.. A... tarafından muhtemel zararlara karşılık olmak üzere sigorta yapıldığını, ödenen bedelin ise iade edileceği söylenmesine rağmen iade edilmediğini, bu alacağın tahsili için davalı şirket ile sigorta şirketi aleyhine 23.01.2012 tarihinde Ankara 3. İcra Müdürlüğü'nün 2012/827 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafların itirazları üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek davalıların haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen ve müştereken tahsiline, alacağın % 40'ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta vekili; açılan davanın haksız olduğunu, görev yönünden itirazda bulunduklarını, müvekkili şirketin poliçce limiti dahilinde sorumlu olduğunu, zarar gören sayısının poliçe limitine göre çok yüksek olduğunu, zarar görenlere ilişkin tüm başvurular tamamlanıp garame hesabı yapılmaksızın müvekkili şirketin borç tahakkuku ve sorumluluk durumunun doğmayacağını, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatı da talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, usulüne uygun yapılan davetiye tebliğine rağmen dosyaya yazılı ve sözlü bir savunma bildirmemiştir.Mahkemece, iddia savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında paket tur sözleşmesi imzalandığı, turun davalı tarafça tek taraflı olarak iptal edildiği, bu nedenle aldığı bedeli iade etmesi gerektiği, bu durumdan davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğu, davacının ödediği bedelin iadesi amacıyla başlattığı icra takibinde haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, icra takibindeki itirazın iptaline, icra inkar tazminat talebine yönelik talep yargılamayı gerektirdiğinden bu talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı sigorta vekili temyiz etmiştir. Dava, Zorunlu Paket Tur Sorumluluk Sigorta Poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, davacı, davalının tur bedeli kadar sorumluluğunun söz konusu olduğunu ileri sürmektedir. Davalı vekili, dava konusu poliçe limitinin 100.000 Euro ile sınırlı olduğunu, çok sayıda zarar gören kişinin tazminat talebinde bulunduğunu, talep edilen tazminat yekununun poliçe limitini aştığını, bu nedenle garameten paylaştırma yapılması gerektiğini savunmuştur. Garame hesabı; zarar görenlerin tazminat alacaklarının sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla olması halinde, zarar görenlerden her birinin, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulmasını ifade eder. Sigorta poliçesinde, davalı sigorta şirketi her ne kadar katılımcı başına tur bedeli kadar sorumlu tutulmuşsa da, aynı zamanda toplam sorumluluk limiti yıllık azami 100.000 Euro ile sınırlandırılmıştır. Bu durumda, mahkemece, zarar görenlerin çokluğu nedeniyle poliçe limitinin aşıldığının kabulü ile davalının sorumlu olduğu miktarın tespiti için garame hesabı yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.