Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9303 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16081 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 12/06/2013NUMARASI : 2012/330-2013/129Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12/06/2013 tarih ve 2012/330-2013/129sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı tasfiye memuru A.. I.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK'nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin U.. Den. A.Ş. nezdinde hizmet sözleşmesiyle çalıştığını, bunun tespiti için iş mahkemesine dava açtığını, yapılan yargılamada şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin ortaya çıktığını ileri sürerek, anılan şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İ.. M.. vekili, mevzuat gereği işlem yapıldığını, müvekkili sorumluluğunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davaya dahil edilen A.. I.. vekili, tasfiye memuru olan müvekkiline husumet yöneltilmediğini, davaya dahil edilmesinin doğru olmadığını, ihya koşullarının bulunmadığını, davacının hukuki yararının olmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, uyulan Dairemiz bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının hizmet tespiti için şirket aleyhine dava açtığı, öncesinde şirketin tasfiyesine karar verilerek ticaret sicilinden terkin edildiği, davanın davayı açmada hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle şirketin davacının açtığı davayla sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiştir.Kararı, tasfiye memuru A.. I.. vekili temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, mümeyyiz davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547/2. maddesi gereğince mahkemece, ihya (yeniden tescil) isteminin kabulüne karar verilmesi halinde, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru veya memurlarının ya da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekirken, kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak, sadece şirketin ihyasına karar verilmesiyle yetinilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.3- Davalı Ticaret Sicil Memurluğu bu davada yasal hasım olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz. Bu doğrultuda, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tasfiye memurundan tahsiline karar vermek gerekirken, infazda tereddüt yaratacak ve anılan kalemlerin hangi davalıdan tahsili gerektiği anlaşılamayacak biçimde “davalıdan tahsiline / davalıdan alınarak davacıya verilmesine” biçiminde karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, mümeyyiz davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.