Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9301 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15334 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 20/06/2013NUMARASI : 2012/298-2013/354Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20.06.2013 tarih ve 2012/298-2013/354 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacı şirkete nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan F.(UK) Ltd firmasından satın alınan 36 kap motorsiklet emtiasından bir tanesinin İtalya'dan Türkiye' ye taşınmakta iken hasara uğradığını, taşıma işinin davalı tarafından taşıma senedine istinaden gerçekleştirildiğini, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda tespit edilen 4.471,86 TL hasar bedelini poliçede belirtilen %10 ilave bedeli ile 4.919,05 TL olarak 11/08/2011 tarihinde sigortalısına ödeyen davacı şirketinin TTK'nın 1301. madde hükmü gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu iddia ederek 4.919,05 TL rücuen tazminat alacağının ödeme tarihinden avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının teslim sırasında yapılan bir muayeneden bahsetmediğini, dolayısıyla malın davalı tarafından alıcıya teslim edildikten sonra hasarlanmış olmasının muhtemel olduğunu, davacının hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini ispatla yükümlü olduğunu, CMR Konvansiyonu'nun 30. maddesi gereğince davacının davalıya hak düşürücü süre içinde usulüne uygun ve süresinde ihbarda bulunmadığını, ekspertiz raporunda hasarın taşıma sırasında ve davalıdan kaynaklanan bir nedenle meydana geldiği iddiasını kanıtlayacak hiçbir somut bulgu bulunmadığını, dolayısıyla hasarın taşıma sırasında değil yükün araca yüklenilmesi sırasında meydana geldiğinin kabul edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, dava dışı gönderilenin davalı taşıyıcı ile birlikte eşyayı kontrol etmesi, dış görünüş itibariyle bir eksiklik varsa bunu davalı taşıyıcıya bildirmesi gerektiği, 01.06.2011 tarihinde B. antreposunda düzenlenen tutanakta taşıyıcı iştirakinin bulunmadığı, bu durumda CMR'nin 30. maddesi gözetilerek davalı tarafından emtianın noksansız ve hasarsız teslim edildiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, taşıma sırasında meydana gelen hasardan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, teslim sırasında davalı tarafın temsilcilerinin imzası bulunan bir tutanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak; taraflar arasında, taşımaya konu motorların davalının antreposunda davacının sigortalısına teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı gibi tutulan 01.06.2011 tarihli tutanakta lojistik operasyon sorumlusu ve forklift operatörü unvan ile imzası bulunanların davalı çalışanı olup olmadığı araştırılmaksızın salt bu kişilerin davalının yetkili temsilcisi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle; tutanakta imzası bulunanların davalı çalışanı olup olmadığı araştırılarak, gerekirse bu kişileri tanık olarak dinlenmek suretiyle tutanağı hasarı belirleyen tutanak niteliğinde olup olmadığı değerlendirilerek sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ve eksik araştırmaya dayalı biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.