MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 06/05/2014NUMARASI : 2014/32-2014/122Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06/05/2014 tarih ve 2014/32-2014/122 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı şirket ve davacı H.. T.. mirasçıları vekili ile G.. T.. dışında kalan davalı mirasçıları vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15/09/2015 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. Ö. K. E. ile davalılardan S.. A.. ile S.. T.. vekili Av. M.. B.. ve K.. T.. mirasçıları S.. T.., M.. T.. ve S.. Y.. vekili Av. T..İ.dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, davalının müvekkili şirketin müdürü olduğu dönemde şirkete ait 3 adet otobüsü satarak bunların parasını şirkete aktarmadığını, haksız olarak el koyduğunu, 6762 sayılı TTK 320. ve 342. maddeleri uyarınca şirket müdürünün sorumlu bulunduğunu, yine davacı H.. T..'nin, davalının güvenlerini kötüye kullanması, özen ve sadakat borcuna aykırı davranması nedeniyle üzüntü duyduğunu ileri sürerek, şirket için 20.000 TL maddi tazminatın, davacı Hüseyin için ise 10.000 TL manevi tazminatın ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla maddi tazminat talebini 350.000 TL'ye yükseltmiştir.Davalı vekili, söz konusu araçların satışı sonrası müvekkilinin ibra edildiğini, araçların satıldığı dava dışı şirketin müvekkilinin hesabına gönderdiği araç bedellerinin, davacı şirketin kredi borcunun kapatılmasında kullanıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalının şirket ortağı ve müdürü olduğu dönemde, şirkete ait üç adet aracı toplam 495.000 TL bedelle dava dışı şirkete sattığı, yapılan satış işleminin davacı şirketin kayıtlarına yansıtıldığı ve bu kapsamda davacı şirketin, söz konusu şirketten alacaklı gözüktüğü, dava dışı şirketin araç satış bedeli olarak 350.000 TL'yi davalı müdürün banka hesabına yatırdığı, banka yazısından bu paranın 313.335,08 TL'sinin, davacı şirketin kredi borçlarının kapatılmasında kullanıldığının, 21.048 TL'sinin nakit olarak çekildiğinin, bakiyesinin ise başka kişilerin hesaplarına havale edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda şirketin borcunun ödenmesinde kullanılan para yönünden davalının sorumlu tutulamayacağı, davacı şirketin kredi borcunun kapatılmasında kullanılan para dışında kalan kısmın ise davalı müdürün uhdesinde kaldığı ve bu miktarda şirkete karşı sorumlu olduğu, her ne kadar davalı yanca ibraname adı altında bir belge sunulmuş ise de söz konusu belgede şirket ortağı ve müdürü olan davacı H.. T..'nin imzasının bulunmadığı, dolayısıyla anılan belgenin hukuki değer taşımadığı, davacı H.. T..'nin kişilik haklarının zedelenmesine yönelik bir davranış bulunmadığından manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden, 161.565 TL maddi tazminatın ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı şirket ve davacı H.. T.. mirasçıları vekili ile G.. T.. dışında kalan davalı mirasçıları vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın limited şirket müdürüne karşı açılan sorumluluk davası niteliğinde olmasına ve mülga 6762 sayılı TTK'nın 556. maddesi yollamasıyla limited şirket müdürleri hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 338. maddesinde, şirket yöneticileri için ispat yükü ters çevrilmiş kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörülmesine, diğer deyişle yöneticiler aleyhine kusur karinesinin kabul edilmesine, davaya konu araçların satışına ilişkin noterde düzenlenen satış sözleşmelerinde, satış bedellerinin peşin alındığının yazılmasına rağmen davalı şirket müdürünün, mahkemece de davacı şirketin kredi borcunun kapatılmasında kullanıldığı kabul edilen kısmı dışında bu parayı şirket yararına kullandığını ispat edememesine, Dairemizce bozulan mahkemenin 13.10.2011 tarihli ilk kararında hüküm altına alınan meblağa yasal faiz işletilmesine ve hükmün bu yönden bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi nedeniyle davalı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş bulunmasına göre davacı şirket vekilinin ve mümeyyiz davalılar vekillerinin davacı şirket yönünden kurulan hükme yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı H.. T.. yönünden kurulan hükme yönelik davacı H.. T.. mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı H.. T.. yargılama sırasında ölmüş olup mirasçısı sıfatıyla eşi ve çocukları yargılamaya katılmış iseler de hükümden sonra dosyaya sunulan Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 19.11.2009 tarih, 2009/1850-3225 E.K. sayılı ilamından, adı geçen mirasçılar tarafından H.. T.. mirasının reddedildiği anlaşılmaktadır. Aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun mahkemece yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden, yargılamaya H.. T.. mirasçısı sıfatıyla katılan kişilerin aktif dava ehliyetlerinin olup olmadığının belirlenerek neticesine göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle resen bozulması gerekmiştir.3- Bozma sebep ve şekline göre H.. T.. mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı şirket vekili ile mümeyyiz davalılar vekillerinin davacı şirket yönünden kurulan hükme yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile bu davacı yönünden usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı H.. T.. yönünden kurulan hükmün resen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı H.. T.. mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı G.. T.. dışındaki davalılardan alınarak davacı şirkete verilmesine, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı şirketten alınarak davalılardan S.. A.., S.. T.., S.. T.., M.. T..'ye verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı şirketten alınmasına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacı H.. T.. mirasçıları ile G.. T.. dışında kalan davalı mirasçılarına ayrı ayrı iadesine, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.