Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9287 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6809 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SİMAV ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/09/2013NUMARASI : 2013/138-2013/141S.. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26.09.2013 tarih ve 201/138-2013/141 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Borçlular-ihtiyati hacze itiarz edenler vekili, müvekkillerinden A.. Ç.. ile davalı alacaklı banka arasında kredi ilişkisi bulunduğunu, bu kredinin ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından ihtarnamenin keşide edildiğini, A.. Ç..'den olma alacağın 175.000 + 530.000 + 110.000.TL bedelli ipotekler ile teminat altına alındığını, ilaveten 91.000 TL tutarında hayat sigortasının da bulunduğunu, alacaklı bankanın asıl borçlu müvekkili A.. Ç.. aleyhinde S.. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1184 sayılı dosyasından ve toplam 175.511,79 TL tutarındaki alacak için 510.000,00 TL bedelli ipotekli bulunan 5 adet taşınmaz için satılarak paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını, kredi sözleşmesinden doğan borcun ipotek ile teminat altına alındığı hususunun ipotek akit senetlerinde de belli olduğunu, dava konusu olayda dayanak senet ve iş bu senedin ödenmesi halinde tahsilatın mahsup edileceği kredi borcunun ipotekle temin edilmiş olduğunu, ihtiyati haciz kararı verimesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, iddia ederek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İhtiyati haciz talep eden-karşı taraf vekili, söz konusu bononun temlik cirosu yoluyla bankaya geçtiğini, 200.000,00 TL miktarlı bono bedelinin tahsil edilmesi halinde bankaya olan borçlarına mahsup edilmek üzere verildiğini, A.. Ç.. ile müvekkili banka arasında kredi sözleşmesi imzalanmış olması ve bu kredi sözleşmesinden doğan alacağa bağlıbir fer'i hak olarak ipotek tesis edilmiş olmasının iş bu bono ile bir illiyet bağı olmadığını, böyle bir illiyet bağı kurulmasının kambiyo hukukunu yok saymak anlamına geleceğini, söz konusu bononun herhangi bir sözleşmenin teminatı olarak alınmadığını, senet metninde teminat senedi olduğuna dair bir kayıt da yer almadığını, mevcut durumda senet metnindeki imzaların da inkar edilmediğini savunarak itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati haciz talep eden banka ile borçlu A.. Ç.. arasında genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, diğer borçluların da borca kefil oldukları, söz konusu alacağın borçlu A.. Ç..'e ait . ilçesi, S.mahalesi. ada . parsel, . ada . parsel,. ada .parsel, . ada. parsel,. ada . parsel sayılı taşınmazlar ve borçlular F.. Ç.. ve H.. D..'e ait .İlçesi, S..A..çeşme. ada . parsel, . ada.parsel, . ada . parsel, . ada . parsel sayılı taşınmazlar üzerinde tesis edilen ipotek ile teminat altına alındığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında ihtiyati haciz kararına konu olan alacağın ipotek ile teminat altına alınmış olduğu gerekçesiyle itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının tüm borçlular yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir.Kararı, alacaklı banka-karşı taraf vekili temyiz etmiştir.İstem, bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 167/1. maddesi “Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senete müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflâs yolu ile takipte bulunabilir.” hükmünü amirdir. İhtiyati haciz talep eden, bu talebinde bonoya dayanmış olup, mahkemece verilen 26.09.2013 tarihli ihtiyati haciz kararı da bonoya dayalı olarak verilmiştir. Bu sebeple ihtiyati haciz kararının devamı ile ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar vermek gerekirken yanlış değerlendirme sonucu ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı banka vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın alacaklı banka yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı Banka'ya iadesine, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.