Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 920 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 993 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/07/2010 tarih ve 2007/124-2010/358 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15.01.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, taraflar arasında 11.06.2001 tarihinde “yetkili servis sözleşmesi” imzaladığını, sözleşmenin 11.06.2006 tarihinde yenilendiğini, buna rağmen davalının yedek parça göndermediğini ve gerekçe göstermeden sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin sözleşmenin devam edeceği düşüncesiyle işyerinde 21.850,00 TL’lik tadilat yaptırdığını, aldığı için yeni aracı sözleşmenin feshi nedeniyle bedelinin altında bir fiyatla sattığını, bilgisayar vs malzemeler aldığını, sözleşme süresi 5 yıl olup süresi dolmadan feshedildiği için kazanç kaybına uğradığını ileri sürerek, 100.000,00 TL’nın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, yetkili servis hizmetinin aslında davacı şirketin ortağı olan Ufuk Sevimli tarafından yürütülürken aleyhindeki icra takipleri sebebiyle davacı şirkete devredildiğini, davacı şirketin ticari faaliyete başladıktan kısa bir süre sonra borca batık hale geldiğini, zaman içerisinde yetkili servis sözleşmesinin gereklerini yerine getirmekte temerrüde düştüğünü, şirketin ve ortaklarının borçlarından dolayı müvekkiline pek çok haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacının durumunu sözleşmeye uygun hale getirmesi için uyarıldığını makul süre geçtikten sonra da sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının gelir kaybının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı ile olan sözleşmesini “mevcut servislerle olan ilişkisinin yeniden düzenlenmesi ve belirlediği yeni prensiplere istinaden sürdürülmesi” gerekçesiyle sona erdirmesinin haklı sebep olarak değerlendirilemeyeceği, yargılama sırasında davalı şirket verilen servis hizmeti nedeni ile pek çok şikayet aldıklarını belirtmiş ise de bunu kanıtlayamadığı, davacının davalıdaki alacaklarına davacının alacaklılarının haciz koyduğu savunulmuş ise de bu halin sözleşme şartlarına göre haklı fesih nedeni oluşturmadığı, davalının haksız fesih bildirimi nedeniyle davacının müspet zararının tazmini talep edebileceği, davacının acenteliğin gereği olarak veya acenteliğe kıyasen kendi işletmesi çerçevesinde olan araç alım-satımı, tadilat, bilgisayar v.s malzeme alımı gibi masraf kalemlerini talep edemeyeceği, yalnızca sözleşmenin haksız yere feshedilmesi nedeniyle kazanç kaybını isteyebileceği, davacının benzeri bir alanda faaliyete geçip iş kurabilmesi için 3 aylık süreye ihtiyacı olduğu, kâr yoksunluğunun ancak bu üç aylık dönem için talep edilebileceği, kâr yoksunluğunun ise taraflar arasında sorunsuz çalışılan ve vergi dairesine beyan edilen Aralık 2005- Ekim 2006 aylarına ait KDV beyannamelerindeki gelir dikkate alınarak hesaplanacağı, buna göre davacının 3 aylık hasılatı 134.580,72 TL olup bunun % 15'inin net davacı kârı olması nedeni ile 3 aylık dönem için davacının 20.187,10 TL gelir kaybına uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 20.187,10 TL'nın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Ancak, dava taraflar arasındaki “... yetkili servis sözleşmesi”nin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının benzeri bir alanda faaliyete geçip iş kurabilmesi için 3 aylık süreye ihtiyacı olduğu belirtilmiş ise de davacı vekili 10.06.2010 tarihli dilekçesi ile hükme esas alınan bu bilirkişi raporuna ciddi itirazlar ileri sürmüştür. Mahkemece, davacının yaptığı iş servis işi olup özellik arzeden bir iş olduğundan, davalı ...’nin de piyasada hakim firmalardan biri olduğu nazara alınarak taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedildiği tarihten itibaren davacının sözleşme süresince aynı nitelikte ve şartlarda emsal bir işi bulup bulamayacağı, bulabilecekse ne kadar sürede bulabileceği, eğer aynı nitelikte ve şartlarda emsal bir iş bulamazsa özel servis olarak çalışması halinde dönem sonuna kadar ne kadar kazanç elde edebileceği, davalı şirketin servisi olarak çalışması ile özel servis olarak çalışması halinde ne kadar kazanç farkı olacağının tespiti için yeni bir bilirkişi raporu alınıp 818 sayılı E-BK’nun 325. maddesi uyarınca saptanacak miktarın davacının alacağından düşülmek suretiyle davacının kazanç kaybının hesaplanması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 1.079,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.