Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9197 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8022 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/11/2012NUMARASI : 2011/167-2012/765Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/11/2012 tarih ve 2011/167-2012/765 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13/05/2014 günü hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av. S.. E.. ile davalı-karşı davacı vekili Av. . dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının müvekkili adına tescilli için başvurusu yapılan 'valfli torba' başlıklı faydalı modele konu ürünü izni olmadan ürettiğini, müvekkiline ait bu ürünün her ne kadar dava tarihi itibariyle tescili yapılmamış ise de resmi patent bülteninde yayınlanmış olduğundan başvurudan doğan hakların ihlâli karşısında iş bu davayı açma hakkının bulunduğunu ileri sürerek, faydalı model başvurusundan doğan haklarına tecavüz fiillerinin durdurulmasına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, iddiaların yerinde olmadığını, faydalı modelin yeni ve ayırt edici bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davasında ise, davacı adına tescili yapılan 2009/08820 nolu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddialar, savunmalar, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, uyuşmazlığa konu faydalı modelin davacı-karşı davalı adına tescilinin yapıldığı, anılan buluşun yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine haiz olduğunun tespit edildiği, davalı-karşı davacının sunduğu ve kendisine ait ürünün, davacı-karşı davalının faydalı model belgesi ile korunan unsurlara tecavüz fiilini oluşturduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, haksız rekabetin önlenmesine, faydalı model başvurusundan doğan haklarına tecavüz fiillerinin durdurulmasına, hükmün ilanına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.1-Asıl dava, faydalı modele tecavüzün durdurulması ve hükmün ilanı, karşı dava ise, yeni ve ayırt edici olmadığı iddiasına dayalı, tescilli faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir.Asıl ve birleşen dava, mülga 1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte bulunduğu sırada açılmış, yargılama sırasında 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmiş, asıl ve birleşen dava yargılama kuralları bakımından bu kanun hükümleri çerçevesinde karara bağlanmıştır. 6100 sayılı Kanunun 184 ve devamı maddeleri uyarınca, yargıç, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan kanıtları inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Taraflar, tahkikatın tamamı hakkında açıklamada bulunduktan sonra, yargıç yeniden araştırma yapılmasını gerektiren bir husus kalmadığı sonucuna varırsa, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Anılan Kanunun 186. maddesi hükmüne göre, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Ancak, taraflar duruşmada hazırsa bu bildirim sözlü olarak yapılır, tutanağa geçirilir ve taraflara imzalatılır. Sözlü yargılama aşamasında taraflara son sözleri sorularak hüküm tefhim edilir. Sözlü yargılama safhasında taraflar, kanıt sunmadan, kendisi ve karşı tarafın iddia ve savunmaları ile kanıtlarıyla ilgili hukuki değerlendirme yaparak neden haklı olduklarını açıklama hakkı elde ederler, yargıç da gerektiğinde salt hukuki değerlendirmeye esas olmak üzere taraflara soru sorma ve tereddütlü noktaları son kez açıklığa kavuşturma imkanına sahip olur.Somut uyuşmazlıkta mahkemece, yazılı şekilde asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, yargılama sırasında yürürlüğe giren ve yukarıda açıklanan HMK'nın 184 ve devamı maddelerinde belirtilen usullere uyulmadan, tarafların iddia ve savunma hakkını kısıtlar şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.