Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9195 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3000 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BANDIRMA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/09/2012NUMARASI : 2010/419-2012/257Taraflar arasında görülen davada Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.09.2012 tarih ve 2010/419-2012/257 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13.05.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. H.. M.. ile davalı vekili Av. M.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin uluslararası pazarda gemilere mali mesuliyet sağlayan firma olduğunu, bu kapsamda IMMS grubuna ait gemilere şubat 2007 tarihinden itibaren mali mesuliyet sigortasını düzenlediğini, davalının maliki olduğu geminin de anılan guruba dahil bulunduğunu, yapılan sigortanın maliki davalı ile işleteni IMMS firması lehine olduğunu, bildirime rağmen sigorta prim borcunun ödenmediğini, mülkiyetinin devir edileceğinin istihbar edildiğini, bu işlemin önlenmesi için tedbir kararı aldırılarak durumun Panama Gemi Sicili'ne şerh ettirildiğini, geminin Bandırma Liman sahasındayken ihtiyati tedbir kararı verilerek seferden men edildiğini ve prim borçlarının ödenmediğini ileri sürerek, 98.304 ABD Dolarının tahsiline, gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tahkim itirazında bulunarak uyuşmazlığın Londra'da İngiliz Hukuku'na göre çözümlenmesi gerektiğini, müvekkilinin ikametgahının Kadıköy'de olduğunu, bu yer mahkemesinin yetkili bulunduğunu, geminin Medele firmasına ait olduğunu, müvekkiline husumet düşmeyeceğini, gemi alacağı isteminin 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, zamanaşımı süresinin geçtiğini, tüm IMMS gurubuna dahil sigorta piriminin müvekkili gemisi üzerinden tahsil edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davacının İngiltere'de mukim olduğu, anılan ülke ile aramızda adli yardım sözleşmesi bulunduğu, teminat itirazının reddedildiği, yetki itirazının da HUMK'un 16. maddesi uyarınca reddine karar verildiği, tahkim tirazına ilişkin de hiçbir belge sunulmadığı, bu itirazın da yersiz olduğu, uyuşmazlığa konu geminin Panama bayraklı olduğu, geminin mülkiyetine ilişkin ihtilaf bulunduğu, mülkiyet ve kanuni rehin hakkı konusunda Panama Hukuku'ndaki düzenleme ve MÖHUK'un 22. maddesi gereğince gemi üzerindeki ayni hakların menşei hukukuna tabi olması nedeniyle bağlama limanı olan Panama Hukuku'na göre geminin mülkiyetinin hala eski sahibi olan davalıda olduğu, Medele şirketinin sicilde malik olmadığı ve Panama Hukuku'na göre 55 sayılı Yasa'nın 244/13 numaralı maddesi gereğince dava konusu alacağın kanuni rehin hakkı vermediği, davalı tarafın dava konusu borca itirazının olmadığı, davalının ödeme belgesi sunmadığı, borcun davalıya ait gemiye ait bulunduğu, olayda yeni TTK'nın 1320 ve 1534. maddelerinin uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle 98.304,00 ABD Doları alacağın faiziyle tahsiline, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, geçmiş dönemlere ait mali mesuliyet sigorta prim alacağının tahsili ile gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisi istemine ilişkindir.Davaya konu eski adı 'L.B..' yeni adı 'M.P..Juana' adlı geminin Bandırma Limanı'na geldiği, davacının, anılan geminin önceki dönemlerde mali mesuliyet sigorta poliçelerini düzenlediğini, sigorta prim alacağının bulunduğunu, bu alacağın gemi alacaklısı hakkı verdiğini ve gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisinin gerektiğini ileri sürerek işbu davasını açtığı, öncesinde aynı vakıaları bildirerek mahkemenin 20.12.2010 tarih, 2010/117 Değişik İş esas ve karar sayılı kararı ile ihtiyati tedbir yoluyla gemiyi seferden men ettirdiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca, davacının dilekçesinde uyuşmazlığa konu geminin malikinin 'Bana Shipping Inc.' bulunduğunu, halen mülkiyetinin bu şirket üzerinde göründüğünü, sigorta sözleşmesi bakımından ise prim borçlusunun anılan firma olduğunu belirttiği, seferden men edilmesine yönelik tedbir kararının teminat mektubu üzerinde devam ettirilmesi talebinde bulunan, bu talebi kabul edilen ve davaya acente sıfatıyla cevap veren tarafın ise, geminin 'Medele İnvestmen Inc.' şirketi tarafından satın alındığını, anılan firmanın acentesi olarak hareket ettiğini, alacağın kanuni rehin hakkı bahşetmediğini savunduğu yönleri de dosya kapsamıyla sabittir. Somut uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK hükümleri uyarınca, gemi alacaklılarının rehin hakkı, aynı Kanunun 1235. maddesinde yazılı alacaklardan birinin doğumu ile deniz ödüncünde sözleşme, diğer bütün hallerde yasa hükmü icabı olarak doğar. Deniz ticaretinin özelliklerinden kaynaklanan ve kendine özgü bir imtiyazı ifade eden bu hakkın, başka bir sözleşme ile ortadan kaldırılması veya kullanılmasının önlenmesi de mümkün değildir. Hakkın doğması ve devamı için, alacaklının gemi üzerinde zilyetliği veya gemi siciline tescil zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu hak, her türlü aleniyetten yoksun olmasına rağmen gemiyi iyi niyetle iktisap eden üçüncü kişilere karşı ileri sürülebildiği gibi rehinli alacaklardan da önce gelmektedir. Rehin hakkı veren alacakların ortak özelliği geminin işletilmesinden doğmuş olması ve zilyedine bakılmaksızın gemiyi takip etmesidir (TTK’nın 1236/2). Esasen, bu hak gemiye yönelik olduğundan, doğuşu bakımından malikinin veya zilyedinin kim olduğunun bir önemi de bulunmamaktadır. Mahkemece uyuşmazlığa Panama hukukunun uygulanacağı ve mali mesuliyet sigorta prim alacağının anılan hukukta davacıya gemi alacaklısı hakkı vermediği, başka bir anlatımla, alacağın, gemi alacaklısı hakkı bahşetmeyen, gemi maliki olduğu ileri sürülen 'Bana Shipping Inc.' firmasıyla davacı arasında düzenlenen mali mesuliyet sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı kabul edilerek yazılı şekilde asıl alacağın kabulüne, kanuni rehin tesisi isteminin reddine karar verilmiştir. Esasen, anılan alacak hakkı mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda gemi üzerinde kanuni rehin hakkı veren alacaklardan da sayılmamıştır. Davalı acente, geminin 'Medele İnvestemen Inc.' firmasına ait olduğunu, bu şirkete izafeten hareket ettiğini, husumet itirazının da bulunduğunu savunmuştur.Bu durum karşısında, uyuşmazlığın gemi üzerinde gemi alacaklısı hakkı bahşetmeyen alacaktan kaynaklandığı, bu alacağın gemiyi takip etmediği, alacağın ancak akdin tarafına karşı ileri sürülebileceği, dava dilekcesinde prim borçlusu olarak açıklanan 'Bana Shipping İnc.' firmasının davada davalı olarak yer alması gerektiği, cevap veren acentenin, yeni malik olduğu savunulan başka bir firma adına hareket ettiği dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.