MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ.... ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/06/2016 tarih ve 2016/1698-2016/1698 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili, borçlu tarafından keşide edilen ve lehtar (... ... ... ... ... ... Şti.) tarafından müvekkil bankaya teminat olarak ciro ve teslim edilen ... adet bononun vadesinde ödenmediğini, alınan duyumlara göre; borçlunun adresini değiştirdiğini ve malvarlığını azalttığını ileri sürerek ihtiyati haciz talep etmiştir.Mahkemece, ihtiyati haciz isteyen bankanın senet arkasında hamil olduğunu gösterir cirosunun bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili temyiz etmiştir....- Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK'nın 298/.... maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır..Somut olayda mahkemece, kısa kararda ihtiyati haciz isteyen bankanın senet arkasında hamil olduğunu gösterir cirosunun bulunmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği belirtilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ‘İİK’nın 257 ve sonraki ilgili maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiği ve bu istemin yerinde olduğu gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın re'sen bozulması gerekmiştir....-Bozma sebep ve şekline göre, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re'sen BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28/.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.