Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 913 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10807 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : YALOVA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/07/2012NUMARASI : 2011/144-2012/334Taraflar arasında görülen davada Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/07/2012 tarih ve 2011/144-2012/334 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalının kullandığı taksitli ticari kredinin 12 taksitini 28.929,68 TL olarak kefil sıfatıyla kapattığını, davalının ödenen miktarın rücuen tahsili için başlatılan takiplere haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, 28.929,68 TL'nin bankaya ödeme tarihlerinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunmuş, banka kredisinin çok üzerinde bir alacağın talep edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, Yalova 1.İcra Müdürlüğü'nün 2008/5632 esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 2.228,24 TL asıl alacak ve 14,83 TL faiz yönünden itirazın iptaline takibin devamına, Yalova 1.İcra Müdürlüğü'nün 2008/5224 esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 19.241,44 TL asıl alacak ve 300,00 TL faiz yönünden itirazın iptaline takibin devamına ve Yalova 1.İcra Müdürlüğü'nün 2008/8130 esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 7.460 TL asıl alacak ile ilgili olarak itirazın iptaline takibin devamına, icra inkar tazminat talebinin alacak likit olmadığından reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla ödediği kredi borcunun asıl borçlu davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı aleyhine başlattığı icra takiplerine itiraz edilmesi üzerine eldeki davayı açmıştır. Başlattığı takibe itiraz edilen borçlu, genel mahkemelerde, bir yıl içerisinde itirazın iptalini isteyebileceği gibi alacak zamanaşımına uğramadığı sürece alacak davası da açabilir. Davacı vekili, dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde açık bir şekilde müvekkilinin alacağının tahsilini istemiş, bilahare verdiği dilekçelerde de alacak davası açtıklarını belirtmiştir. Ancak mahkemece, itirazın iptaline hükmedilmiştir. 1086 sayılı HUMK'nın 74. ve 6100 sayılı HMK'nın 26. maddelerinde belirtildiği üzere hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu itibarla, davacı tarafça alacak davası açılmış iken, mahkemece davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilip karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.