MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 23/10/2012NUMARASI : 2011/451-2012/267Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/10/2012 tarih ve 2011/451-2012/267 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin yönetimine BDDK tarafından el konularak önce S. A.Ş. daha sonra davalı bankayla birleştirilen E. A.Ş. Antalya Şubesi'ne yatırdığı 60.000 DM'nin banka görevlileri tarafından E. Off Shore Ltd. adlı paravan bankanın hesabına aktarılarak usulsüz krediler verilmek suretiyle tüketildiğini, bankaya olan güvenin kötüye kullanıldığını, müvekkilinin iradesi sakatlanarak havale talimatının imzalatıldığını, bankaya el konulması üzerine müvekkilinin durumdan haberdar olduğunu ileri sürerek, 50.000 DM'nin faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile E. A.Ş. ve Egebank Off Shore Ltd. arasındaki ilişkinin Bankacılık Kanunu çerçevesinde karz akdi olarak değil mevduat toplama yolundaki tüm fiilerin dolandırıcılık suçunu oluşturması nedeniyle haksız fiil olarak değerlendirileceği ve zamanaşımı yönünden BK'nın 60. maddesindeki 1 ve 10 yıllık sürenin uygulanması gerektiği, davacının mevduat hesabının 14/12/1999 tarihinde açıldığı, haksız fiilin bu tarihte gerçekleştiği, bu tarihten sonra BK'nın 60. maddesinde gösterilen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin davanın açıldığı 18/01/2012 tarihi itibariyle dolmuş olduğu, nitekim İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2002/205 Esas 2010/410 sayılı kararında dolandırıcılık olarak nitelendirilen bu fiilden dolayı 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2 maddeleri uyarınca zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve taraflar arasındaki ilişkinin mahiyetine göre, dosya içeriğinden anlaşılacağı üzere davacı, mevduatının anılan banka yönetici ve çalışanlarının telkin ve talimatları ile Off Shore hesabına aktarıldığı iddiasındadır. Bu durumda da davanın yasal dayanağını 818 sayılı BK'nın 41,55 ve 6762 sayılı Yasa'nın 321. maddeleri oluşturmaktadır. Emsal uyuşmazlıklarla ilgili olarak davalı aleyhine açılan davalar, davanın erken açıldığı, mevduat sahiplerinin öncelikle Off Shore bankasına karşı takip yapması veya dava açması ve şayet bu yolla alacağını tahsil edemez ve zarara uğrar ise, yukarıda belirtilen Yasa hükümlerine göre davalı banka ve diğer sorumlular aleyhine dava açılması gerektiğine işaret eden Dairemiz içtihatlarına dayalı olarak reddedilmiş, dolayısıyla zararın doğumu alacağın Off Shore bankasından tahsil edilememesi olgusuna bağlanmış ve gelişen süreçte de Kıbrıs'ta kurulan E. Off Shore Ltd. Şti'nin herhangi bir mal varlığının bulunmadığının emsal dava dosyaları içeriğinden anlaşılması üzerine de Off Shore bankasına takip yapılmadan veya dava açmadan davalı banka ve sorumluları aleyhine dava açılabileceği içtihad edilmiştir. Dosya içeriğinden de davacının Off Shore bankasına daha önce takip yapmadığı gibi dava da açmadığı anlaşılmaktadır. Davacının zararı Off Shore bankası aleyhine girişilen yasal işlemlerin yapılmasından sonra doğacağından davanın zamanaşımına uğradığı savunması dinlenemez. Bu itibarla, mahkemece davalı tarafın zamanaşımı def'inin reddiyle uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.